KUDRET KÖKSAL

telefonumu değiştirmedim yıllardır aynı numara ne dinlemelere takılmıştı adresim aynı o baskınlara uğrayan senin de bildiğin gelmediğin halâ tembelim biliyor musun işimle meşguliyet zûl geliyor bana zihnimde sen varken sakallarım iyice uzadı bu arada kesmedim seviyorsun diye gözlerim desen hâlâ sulu değişmedi sevmelerim ise hiç eksilmedi hep aşığım senden sonra ama merak etme duruyor siyah şapkam o sevdiğin metal gözlük yalnız içli şarkılar dinlesem de şiirler okumuyorum artık geceleri sırtımı kapatıyorum inan ama ayaklarıma söz geçiremiyorum fakat resimlerini her daim öpüyorum gerçi zaman eskiyor ama ben eskimedim seviyorum hep koşarak çıkıyorum merdivenleri merak etme tutuyor elim ayağım seni beklemekle geçiyor günlerim genellikle arka odada bekliyorum konuştuklarımızı çocuklar duymasın diye neme lâzım ne tepki vereceklerini bilmem delirmiş bu adam diyebilirler ve ben doğrusu deli bir babaları olsun istemem Nil'i inceliyorum şu sıralar bitmiyor tükenmiyor aşklarıma benziyor Ha bi...

Neden yaşattınız bütün bunları bana? Bilmeyen, anlamayan, duyarsız, hissiz, donuk kalpli milyonlarca insan gibi, ben de bilmeden anlamadan, hissiz, acılar ve hasretler içinde kıvranmadan terkedebilirdim bu dünyayı. Neden? 26.12.2020

Hırıstiyan mısın? Gizli-açık. Noel'in kutlu olsun dostum. Bu topraklar ürkünç gelebilir sana. Ama korkma. Daima yanında olmuş, olan ve olacak olan insanlar da var bu topraklarda. 26.12.2020

sokaklarda kan yok belki sokaklar apoletsiz ama sokaklar ölü gecelerde çürümüş ceset kokusu geceler kahpe ellerim değildir inan kalbimdir titreyen artık içli şarkılar dinleyeceğim bu benim lüzumsuz hayatımdır kadınımsın soran yoksa bilen yoksa sebebi yoksa sevdalarının sonu yoksa sebebim yoktur kızmaya her kötülüğün sebebi benim vazgeçme ruyalarından beni sevmesen yağmurlar ıslatsa da yüzümü ağlasa da bulutlar sen gülüp güneş olmadığın sürece titremeye devam edecektir kalbim git n’olur hatıramı terk etme git solmasın kalbindeki güller git ve sakın ağlama dayanamam git güneşin doğduğu yere git leylak kokan gecelere git kalabalığına karış sokakların ağlayan bulutları da seveceğim yağmurları da o zaman kadınım ama gitme   26.12.2020

Önyargılar elbette çok kötüdür. Bizi kısıtlayan, sınırlayan ve köleleştiren belki. Boşuna dememiş Einstein: ‘Önyargıları kırmak, atomu parçalamaktan daha zordur.’ Bazı kısa sözler vardır ki, çoğu zaman kulaktan kulağa, dilden dile on yıllarca, yüz yıllarca yaşayabilirler. Einstein’in bu kısa sözü de öyle sanırım. Çünkü gerçeklik var içinde ve insan var oldukça önyargılar da var olacak. İnsanın bütün bunları bilip de, halâ içinde önyargılar taşıması derin bir insani çelişkidir elbet. Benim de yok mu? Var. Yıllarca içimde bir yük gibi taşıdığım birinden kısaca söz etmeliyim size. Çok uzun yıllardır Türk Pop Müziğine karşı önyargılı olduğum doğrudur. Beni bu yargıya iten elbette ki bir dönem –şimdi öyle mi bilmem- şarkıların kof denecek kadar, güfte, beste ve müzikalite bakımından yetersiz-düşük olmasaydı. Gerçi toplum ne talep ediyorsa, istisnalar dışında müziğin de onu arz etmesi doğaldır aslında. Özellikle 12 Eylül sonrasındaki toplumsal yozlaşma, maalesef gençlğimizi ve müziğimizi de ...

bir minik kuş kanatlanacak kalbimden pencerene konacak bir gün aç kalsa bu soğuklarda ölecektir yem vermeyi unutma 26.12.2020 

bay değilim by by'ı hatırlatıyor bana bey de değilim ağa da ne topraklarım oldu ne marabalarım adam gibi adam mıyım bilmem onu tanışlara sormalı ama ben adamım yalanım çok olmuştur gerçi hayli azdır doğruların yanında ama söz konusu olan aşkla bağlılıksa kadına insana hayvana doğaya barışa bedeli ne olursa olsun doğrudan şaşmamışımdır asla yaşamayan bilemez bunu aşkta her şey olur da sevgi olur örneğin tutku olur ihtiras olur kıskançlık olur seks olur sevinç olur acı olur vefa cefa paylaşım sadakat fedakârlık tek mubah olmayan yalan dolandır o da katılırsa eğer mübahlara onun adı aşk olmayacaktır bilinenin tersine aşkı yaşayan dilimiz değildir belki en kuytuluklarında bir yerde kalbimizdir dilimiz her an yalan söyleyebilir de kalbimiz söyleyemez dilsizdir hayatta her şey kayıp gitmiş olabilir ellerimden ama kalbimden aşkı asla sökemediler ayrıca her yanım doğru olsa ne olur madem ki insanız cehennem için doğrucu olmak gerekmez sonuçta sizin kitabınızda hepimiz suçluyuz gülüm hepim...

Bir kadın şairin muhteşem şiirini paylaşıyorum sizlerle. Ben Ahmet Arif'in bu topraklardaki 'kadın olanı' gibi gördüm onu hep. Bunu kendisine de söyledim. Şiirlerini ne yapıp edip bastırmayı önerdim. Kitabın dağıtımı ve tanıtımı için de 'gönüllüce ve bütün gücümle çalışabileceğimi' söyledim. O öyle mütevaziydi ki, önerimi hiç onemsemeyip reddetmekle kalmadı, 'şiirleriyle ilgili öyle büyük laflar duymak istemediğini' de söyledi. Yüzlerce şiir. Umarım yitip gitmemişlerdir. Yalnız şiiri imzasız okuyacaksınız. Çünkü kendisi isminin paylaşılması konusunda çok da heveskâr olmadı hiç. Bu şiiri geçen yıl kendisinden izin alarak, imzasıyla paylaşmıştım. Ancak uzun zamandır maalesef bir irtibatım yok. Nerelerdedir, neler yapar, bilemiyorum. Dolayısıyla iznine müracaat edemiyorum ve ısimsiz paylaşıyorum. Face anılarla önüme getirdi bugün. Muhteşem bir kadın şairi olmalı bu toprakların. Mücadeleci bir kadın şairi. Umarım o kadın iyi ve sağlıklıdır. Belki daha ılerde bi...

Evet, bir dönem çok kitap okuduk. Mecburiyetten. Çünkü bilgili olmamız ve bilgilerimizi aktarmamız gerekiyordu. Yoksa inanın, kitaba aşıklığımız yoktur. Ama bilgiye ve bilime aşık olduğumuz doğrudur. 25.12.2020

Sözcüklerim de olmasa, kim avutacak beni? Kim çoğaltacak yalnızlığımı? Kim? 25.12.2020

'Bulutlardan süzülerek inen damlaların ıslatmasını' istedim bugün beni. 'Bulutların gövdeme ağlamasını' istedim. 25.12.2020

  Sorarlar: - Yazılarında, şiirlerinde hep aşk var. Aşık mısın? - Hem de delicesine, tutkuyla, ölürcesine. - Kim bu kadın, tanıyabilir miyim? - Tanıyamazsın. Çok güzel bir kadın olduğunu biliyorum yalnızca. Ama, kadınlığını yaşayarak görmüş değilim. - Nasıl, kadın değil mi yani? - Kadındır elbet. Bir erkek o kadar güzel, zarif ve narin olamaz. - Nasıl bilmiyor musun, görüşmüyor musun? - Bilmiyorum ve görüşmüyorum. - Küs müsün yani? - Değilim. Ona asla küsemem. Ona küsersem yazmalarım sonlanır, yazamam. - Saçları ne renk, sarışın mı? - Bilmiyorum. Siyah saçlı galiba. - Ya gözleri? - Bilmiyorum. Kara gözlü ve siyah sürmeli olmalı. Beyaza yakın tenli. - Uzun mu, kısa mı, şişman mı, zayıf mı? - Bilmiyorum. Ama makul ölçülerde olduğunu sanıyorum. - Hiç dokunmadın mı tenine, hiç mi elini tutmadın? - Dokunmadım, tutmadım hiç. - Bu nasıl iş ağbi, böyle bir kadın yok mu yoksa? - Var - Bu şiirleri yazdırdığına göre sana, var olmalı. O halde nerde? Evli falan da, o nedenle mi görüşemi...

Sorarlar: 'Hep mutsuzluk ve ölüm yazarsın? Mutluluk yok mu hiç kaleminde?' 'Olmaz mı vardır elbet. Mutluluklarım, mutsuzluklarımın olmadığı yerde. Ölüm ise türevidir hayatın. Her yerde.' 25.12.2020

Ah en uçlarında yaşayabilim hayatın. Ne delilikler yapabilirim? Kim tutabilir beni, kim? Fütursuz... Çılgınca. Kimseleri sallamadan... Tabuları, kuralları umursamadan. Lâkin... Suyuma hasret bırakamam. Kurumaya terkedemem. Ay parçalarım... Papatyalaŕımı. 25.12.2020

  Sabahı yakaladık Hüseyin'le. Karşımızda uçsuz mavi. Ellerimizi yakıyor çayın sıcaklığı. Martılar çığlık çığlık. Balıkçı tekneleri istavritte. Mutluyum. Corona'ya inat... Özgürüm. 25.12.2020

unutamadığım canı can evimde açan çiçek gözleri yıldız yıldız kana bulanmış düşlerimin mavisi ah anlatılası değil bu ılgım can tılsımım unutamadığım dudakları ay parçası berrak diri bir kız memesindeki alaz kardaki ayak izlerin yalınayak ah anlatılası değil bu ılgım kır çiçeğim unutamadığım tek kurşunu kızılca kıyametin teller arasında geçitlenen kurumuş dal parçası adsız yolcusu sevda labirentinin ah anlatılası değil bu ılgım kan çiçekleri vahşetin unutamadığım sonsuz akışın başucundaki tükenmeyen pınar gözlerindeki umut köprüsü ölü çocuklarımın toprağa düşmüş bir su damlacığındaki hasret ah anlatılası değil bu ılgım patlamış ilk tomurcuğu hayatın unutamadığım ürkünç karabasanı uykularımın uyanışlarımın ürkünç gerçekliği vay ki vayy vay ki vayy en zifiri karanlığı gecenin şafağa en yakın anı ah anlatılası değil bu ılgım noktası yazılmış o zulüm sözcüğünün unutamadığım unutamadığım unutamadığım canım can yoldaşım

'sen bir kısrak gibi gelmişsin dünyaya şahlanıp gitmek içinde var' önce kadın vardı yavrum önce sen bir kısrak gibi şahlanıp gitsen de terketsen de Içinde vardı önce sen hoşçakal bebek hoşçakal canımın içi gözümün içinde uyumaların nedeni olmayan nedenlerin eşkiya kalbinde tutsak kalpazan sevdalarımla çoğalttığım şizofren hayallerimin Frida Kahlo'su hoşçakal hoşçakal 24.12.2020

yangınlar da bizim yanılgılar da yangınları biz söndürebiliriz doğruları biz bulabiliriz ancak biz bir dokunuş yeterdi

gökyüzüne uzanıyorum bir yıldız seçiyorum Hint semalarından ve bir bulut yakalıyorum Nil ile ahenkli masvavi bulutun orta yerine yıldızı yeleştiriyorum ve bir köşesine kalbimi iliştiriyorum hafifçe üfleyip rüzgârıyla nefesimin sana gönderiyorum saçlarına takasın diye ıki yabancı değiliz biz birbirinden uzakta kavuşması mümkünsüz biri erkek biri kadın iki ayrı can 24.12.2020

dalgalar da durulur bir gün fırtınalar da acılar diner hasretler biter naaşım hayata döner şen kahkahalar sevinçler coşturur benliğimizi heyecanla dolar kalbimiz ölümler kıyısına savrulunca hayatın Nil yeniden kaynar yeniden akar yeniden çoğaltır Akdeniz'i hayat yeniden yeniden ölesiye yaşamaya değer