SON SAPAK - RAPOR
15.03.2018
Merak edenler (kimse etmese de, beni kimseden sayabilirsiniz sanırım) için ilgili tarihte hükümetle olan didişmelerimi kesin olarak kazandım. Ve sola doğru kıvrılan yoldan devam ettim hayat yoluma. SON SAPAK RAPOR Bu yazdıklarım bazılarını rahatsız edebilir. Ama unutulmasın ki, genelde yaşanılanlar, yaşayanlarla anlam kazanır. Tam 44 yıllık bir maceranın sonundayım. Uzun ve zorlu bir yoldu. Çok yorucuydu. Ama yolun sonunu görebiliyorum şimdilerde. Sonlanıyor gibi gözükse de, aslında çatallaşıp ikiye ayrılıyor. Sola... Sağa... Çatalın sağından giden yol da tekrar ikiye ayrılıyor. Birinci ayrım 'tartışmasız' bir seçenek olarak bana sunuluyor. Ama diğeri, 'benim seçeneğim' olarak karşı tarafa sunuluyor. Maceramın bitim noktasından sola ayrılan ilk sapak, 44 yıldır yürümekte olduğum bu zorlu yolun daha stabil olanı; daha engelsiz ve daha kolay katedilebilecek olanı. Daha gülluk-gülistanlık olanı belki: "Öldürmeyi reddetmek". Sola ayrılan bu sapak, hayatımın 44 yılında inatla savunduğum, "Öldürmek için eğitilmeyi reddetmek" tercihimin karşı taraflarca da 'sağlık gerekçeleriyle ve zorunlu' olarak teslimiyeti olacak büyük bir olasılıkla. "Yoluna devam et" diyecekler; Artık peşinde değiliz". Bu seçenek sunulursa ne alâ., İkinci ana sapak ise dehşetengiz; ölüm kokuyor. "Öldürmek için eğitilmeyi" gerektiriyor çünkü. Bu yolda benim tarafimdan sunulabilecek diğer seçenek ise maalesef yine pek aydınlık değil. Çünkü egemen anlayış için çözümsüzlük, benim için maddi-manevi cezalar ve cezaevleri içeriyor. "Öldürmek için eğitilmeyi reddetmek." Az kaldı. Raporu bekliyorum. Geçen yıl, aynı rapor tam 9 defa değıştirilmiş; aynı metin, aynı yetkililerce farklı sonuçlar ile kaşelenip- imzalanmış ve hattâ heyetten çıkıp asıl mercilere ulaştırıldığında bile geri istenmiş ve askerden çok savaşçı, bazı sivil doktorlar tarafından -ki sadece ve sadece, meslek yeminlerinde de vurguladıkları gibi, iyileştirmeyi ve yaşatmayı ilke edinmiş bütün doktorlarımızı tenzih ederim- tekrar tekrar tanzim edilmişti. (Maalesef Dünya Tıp Bayramı'nın idrak edildiği şu günlerde bunları dile getirmek üzücü olsa bile, gerçekler hiç bir biçimde kamuflajla gizlenmiyor.) Rapor, sağa giden yoldaki bariyerleri kaldırır ve beni o yola savurursa, benden 'Öldürmeyi öğrenmem için eğitilmeyi kabul etmem' beklenecek. Ve ben o noktada, ya hayatımı ezip geçeceğim ve mental olarak bile olsa öldürmeyi kabul edeceğim, ya da bana sunulan raporu ezip, öldürmeyi reddedeceğim. Uğruna 15 yılımı Haymatlos olarak geçirdiğim; eşim Ayten' in cesur ve inatçı direnişi sayesinde ve ancak bir teslim belgesi imzalattırılmak suretiyle, kendisine bir eşya gibi zimmetlenerek deport edilmekten kurtulduğum; cezalar ve cezaevleri ile donatılmış o zorlu yolu, yeniden kendi tercihimle oluşturmuş olacağım. Yani çok kısa bir süre sonra, hepsi farklı sonuçlar doğurabilecek üç şeçenek, üç karar, üç ayrı evren uzanacak önümde. Umarım rapor 44 yıllık maceramın bitiminden sola ayrılan o ilk sapağın önündeki bariyerleri kaldırıp atar da, sizler de 'acaba bu herif ne yapacak' diye zihninizi yormaktan, ben de zihnimle girişeceğim yeni savaşlardan kurtulmuş olurum. Ne alâ! Yolun henüz sonuna ulaşmadan... Ama öncesinde bilinsin istedim. Sevgiyle...
ÖNEMLİ NOT:
Sadece bir 'boşol' kelimesi ile bütün sorunlarını, hem de yasal yollardan sona erdirebilmek olanağı varken, tek başına gösterdiği inat, cesaret, metanet, vefa ve cefa için ve böylece bana da kattığı direnebilme gücü için, sırf hüviyetinde babası 'ölü' olarak yazılmasın diye en küçük kızımızın nüfus cüzdanını bile 6 yıl boyunca erteleyen değerli eşime, ömr-ü hayatım boyunca, sadece sevgi ile değil, sonsuz bir saygıyla minnettar kalacağımın da bilinmesini istedim.
Tekrar sevgiyle kalın.
kudretkoksal.blogspot.com
Yorumlar
Yorum Gönder