Kayıtlar

"BİZ HANGİ RÜTBEYE GELDİKSEK, O RÜTBE KIYMETİNİ KAYBETTİ" - YAZI

Resim
Hadi bir de, günün manâ ve önemine binaen bir belge paylaşayım sizlerle. 12 Eylül faşist diktatörlüğünün faşist diktatörü KENAN EVREN tarafından babam OSMAN KÖKSAL'a yazılan mektuplardır söz konusu olan. KENAN EVREN babamın sınıf arkadaşı olmasına rağmen (38 Harp Akademisi mezunları), hiç de güvenilir olmaması, hımbıl ve yalancı olması nedeniyle, 1960 ihtilali organizasyonu içine alınmamıştır. Kendisinin bundan bir yıl kadar sonra babama gönderdiği mektuplardan birisini paylaşıyorum sizlerle. Bu mektuplar UĞUR MUMCU tarafından ve aile iznimizle 'İNKİLÂP MEKTUPLARI' adıyla kitap olarak yayınlanmıştır. Belki daha sonra diğer mektupları da paylaşırım. Mektupları orijinallerinden fotoğrafladım. Babam şöyle derdi: "Kendisi emekliliğini istemişken, emekli etmeliydik bu adamı. Etmedik." Sevgiyle "BİZ HANGİ RÜTBEYE GELDİYSEK, O RÜTBE KIYMETİNİ KAYBETTİ"

ZİNDANDA - LİNK

Resim
https://www.nadirkitap.com/zindanda-ve-olume-boylesine-yakinken-dogum-hikayeleri-kudret-koksal-kitap24594519.html?fbclid=IwAR1kvrCgWbESLGQO39J6Rmnm65uGqMNBiJ6q9rBLJuRzNiCs8HnVMcGZWa4 ŞİMDİLİK BU LİNKTEN EDİNEBİLİRSİNİZ. LİNKİ KOPYALA-YAPIŞTIR YAPABİLİRSİNİZ. SEVGİYLE...

KENAN TEMİR'LE - RESİM

Resim
  Kenan'la Beşiktaş'ta...

SEN NE KADAR İNSAN - KENAN ŞİİR

Sevgili yoldaşım Kenan'la 3-4 gün geçirdik. Giderken bana bıraktığı dizeler. İnce ruhlu, güzel yoldaşım benim. Gönlün gibi olsun dünya. bir damla başlangıç bir tarih bir lacivert deniz bu lacivert deniz kol kola yan yana iç içe uçsuz bucaksız kazıyıp duruyoruz ya bulacak bir gizi çarpıntısına bak sen gümbürdüyor masumane mazlum adımlar günahına kadar gidiyor habersiz suçsuz yüzüne çizilmiş bir çizgiden sakallarını morlarını öpüyorum ah sen ne sıcaksın unutur muyum yanardağ sensin içimde sen ne kadar insan

TESLİM ALINMIŞ SOLUN AĞLAK YOLCUSU DEĞİLİM ARTIK - YAZI

40 yıldır her 12 Eylül'lerde ağlamaktan bıktım. İşkence öyküleri, şiirleri, zülüm ve mapus yazıları paylaşmaktan bıktım. Çünkü ve aslında bizleri esas ağlatan bunlar değildi. 60'lar sonrasında bir çığ gibi büyüyen ve 1980'lere doğru siyasal partileriyle, sendikalarıyla, kitlesel demokratik ve meslek örgütleriyle diriliği ve canlılığıyla devrimci-demokratik sol hareketin, faşizm karşısındaki ölümüydü. İşte esas ağlamamız gereken ve ağladığımız buydu. Devrimciler bilirler ki, kapitalizm  devrimci gelişmenin önünü kesebilmek ıçın elindeki bütün imkânları hesapsızca kullanır. Baskı ve zülüm tarihsel, alışıldık ve beklenen yöntemleridir. Bunlar ağlamamızı gerektirmeyen bilindik uygulamalarıdır aslında. İşte bu nedenle biz, 12 Eylül'ün zulmüne değil, kendimize ağlarız 40 yıldır. Çil yavrusu gibi dağılan, bir gecede teslimiyetin beyaz bayrağını dalgalandıran solun aczine ağlarız. Onbinlercemiz yurt dışına kaçmadı mı? Avrupa ülkelerinde kendilerine yeniden hayatlar kurup, orala...

KAHROLSUN - KISA YAZI

Hep yargıladık Hep yargılayacağız Hayat kazanana kadar Kahrolsun 12 Eylül

İNSANLIK UTANCI - YAZI

'Afganistan'da kadınlara spor yapma hakkı yasaklandı.' Gerekçe: 'Spor yaparken oraları-buraları, yüzleri görünecek diye.' Diğerlerini yazmıyorum. Şu Taliban ve gibileri... Emperyal işgale son verdirirler de topraklarında... Ama hayat tarzları ve uygulamalarıyla, emperyalist moderniteye-liberaliteye bile hasret düşürürler insanlarını, kadınlarını... Kendi halkının gözünde emperyalistleri haklı kılmak, işgali meşru kılmak değildir de nedir bu? Önce bir pisliği temizlersin, sonra kendi pisliğini bularsın aynı yere. Olay tam da bu.

> ANSIZIN - ŞİİR

geliverirsiniz ansızın gülücüklerinizle dudaklarınızda sevinçlerinizle ve ansızın sebebi anlamsız gidiverirsiniz acılar bırakarak geride hasretler bırakarak kalpleri parçalayarak ne olur gelmeyin artık gelmeyin gitmek için gelmeyin

İZAN YAYINCILIK VE AHMET İZAN - TEŞEKKÜR

Değerli dostlar, Parayı verenin düdüğü ve hatta klarneti, saksafonu bile çaldığı şu günlerde, maalesef yayıncılık da buna ayak uydurmuş durumda. Ancak dönemin acımasız koşullarına rağmen, düdüğü para almadan çaldıranlar da yok değil Allah'tan. Yayıncılığı ayağa düşürmeden, mesleğini aşkla ve profesyonelce yapanlar da var. Kapak resimleme, editörlük, basım ve diğer bütün aşamalar dahil olmak üzere, yazarından hiç bir ücret talep etmeden gururla, onurla yapanlar... Ortaya çıkacak ürünün para kazandırıp kazandırmayacağını bile bilmeden, riskle, cesaretle, özveriyle yürüyenler... Bütün kararı, önlerine gelen bir dosyanın hak edip etmediğine göre verenler. Eskiden böyleydi sanki. Düdük çaldırmak için para isteyenleri pek görmezdik bu piyasada. Tersine hem düdüğü çaldırırlar, hem de parasını kendileri verirlerdi. Herşeyin paraya endekslendiği bir dünyanın zavallı neferleriyiz maalesef. Benim dosyamı da, hiçbir beklentiye girmeden kitaplaştırma cesaretini ve nezaketini gösteren, henüz tan...

> GELMEYİN - KISA SÖZ

gelmeyin gitmek için gelmeyin

İLKEL DAVRANIŞ BİÇİMİ - KISA SÖZ

Düşünce farklılıkları nedeniyle düşmanlaşmak, nefret biriktirmek ve dahi hasetlik en ilkel insan davranış biçimidir.

& BİRKAÇ SÖZ - KİTAP TANITIM

Resim
  BİRKAÇ SÖZ Yazmak bir düşünme biçimidir bence. Doğaldır ki her insan, her an düşünür. Bazıları ise yazar. Düşüncelerini kâğıtlara aktarır; yazarken düşünür. Yazmak, düşünceyi derinleştirmenin de bir yoludur sanki. Ben bu grupta mıyım bilmem. Çocukluğumdan beri yazmak, sanırım en önemli tutkumdur. Daha ortaokul çağlarında başlayan önce kalem-kâğıt ve sonra daktilo sevdam, hiç sona ermedi. Sonraları sevgili daktilolarıma güvenlik güçleri el koysalar da zaten ve ister istemez bilgisayar klavyesine dönüştü bu sevda zaman içinde. Ve sonraları telefon tuşlarına... Teknolojinin gelişimiyle birlikte, biçimsel değişiklikler olsa da giderek 'kara bir sevda' haline geldi. Evde, işte, zindanda, hastanede, sokakta, köşe başında, yolda, arabada, yatakta, tuvalette, yemek yerken, uyurken... Zihinde oluşanlar, hemen her an ve her yerde yazıya dönüştü. Bunlar bazen hikâye, bazen şiir, makale, deneme, siyasi, mizahi, değerlendirme, eleştirel ve hatta sinopsis ya da kısa söz gibi çeşitliliklere...

İMZA GÜNÜ - ÇAĞRI

Resim
 

> YAZMAK İSTİYORUM - ŞİİR

yazmak istiyorum ellerim bileklerimden kesilmeden konuşmak istiyorum ve bağırmak kökünden kopartılmadan dilim doldurmak istiyorum kalbimi tıkabasa doldurmak ciğerimden sökulüp alınmadan aydınlatmak istiyorum bütün karanlıkları eyy kara hegemonik beynimin pimi çekilmeden ahh ozanım bende yoruldum hayat ben de usandım oltadaki bir balık gibi debelenip durmaktan

KALİTESİ İÇİNDE - YAZI

Bir kıyafet ya da herhangi bir şey satın alırken kalitesini gözle, elle anlayabilirsiniz. Kalite olarak içinize siniyorsa, parayı bastırır satın alırsınız. Oysa bir kitabı kalitesini bilmeden satın alırsınız. Belki kulaktan dolma bilgilerle. Ne zaman ki okursunuz, o zaman kalitesini anlarsınız. Ama o noktada iş işten geçmiştir ve iadesi de yoktur maalesef.

SADECE VE SADECE SEVGİ - YAZI

Sürekli ölümü düşünürseniz, hayatın zaten insanoğlu için hayli güdük olan anlamını kavrayamazsınız. Ölümü tümüyle lûgatınızdan çıkartırsanız ise, hayatın anlamına hiç vakıf olamazsınız. Her hâl ve şart altında, hayatın anlamı hakkında ne düşünürseniz düşünün, hayat sizin için en çetrefilli ve yüce anlamları barındırsa bile, ölüm bütün bunları anlamsız kılacak, anlamsızlaştıracaktır. Olayın özeti şudur: Bugün varız, yarın yok olmak için. Bazen her şey aptalcadır, bazen her şey akıllıca. Ve bu ikisi hayat ve ölüm karşısında birbirlerini nötralize ederler. Anneannem İzmir'li bir Rum kadınıydı. Kaç yaşında ve hangi yıl öldü hatırlamıyorum, ama oldukça yaşlıydı. Onca parasızĺık çekmiş bir dul olarak, öldüğünde evinin perde kornijlerine sıkıştırılarak saklanmış 17.000 Lira bulundu. Bu parayla o zamanlar teyzem bir apartman dairesi almıştı. Ve sonra teyzem de gitti. Kim ne derse dersin, bana göre hayatın gerçek anlamı, sadece ve sadece sevgi ve acı kavramları içinde gizlidir.

İNADINA YAZMAK - ŞİİR

yazmak istiyorum inadına inadına yazmak 'inadına yaşamaksa' eğer inadına yaşarken yazmak

ÇİMLENDİREBİLİR MİYİM O TOHUMU? - KİTAP TANITIM

Resim
Bugün dünya kitap okuma günüymüş. Bizim topraklarımızda da öyledir sanırım. Bu çorak topraklarda bir tohum da ben olabilir miyim bilmem. Ve bu kuraklıkta çimlendirebilir m iyim o tohumu?

DEJAVUUUUU... - KISA YAZI

  Dejavuuuuu... "Yenildik ama ezilmedik. Zaten hakemler de onlardandı. Şeref golümüze engel olamadılar." 6/1

KADINLARIN GURURU BANA YETER - KISA YAZI

Erkek futbolcular 3 yemiş, 5 yemiş... Sizi bilmem. Kadınların gururu bana yeter.