Sarıyer'deyim... Caddede yürüyorum. Tam Sarıyer'de ve pek çok yerde, pek çok şubesi olan, meşhur bir börekçinin önünden geçerken, bir çalışan itekleyerek kapının dışına sürüklüyor iki çocuğu. Biri 9-10 yaşlarında bir kız. Diğeri ise, kızın sıkıca elini tuttuğu, 3-4 yaşlarında, tahminen kardeşi olan bir oğlan çocuğu. Öyle kir-pas içinde değiller ama, belli ki sokak çocukları. Kız ağlamaklı. Yanlarına yaklaşıyorum. -N'oldu kızım? 'Hiç' diyor: 'Börek istemiştik.' Aniden ben de ağlamaklı oluyorum. Hani dokunsalar boşalacağım. 'Gel' diyorum kıza. Tereddüt ediyor. 'Gel' diye tekrarlıyorum. Arkamdan geliyorlar yavaşça. Birlikte börekçiye giriyoruz. Hiç de hoş karşılanmadığı anlaşılıyor surat ifadelerinden, bu durumun çalışanlarca. Oysa kimbilir, kendileri de birer asgari ücretli muhtemelen. Halden anlamalarını bekliyor doğal olarak insan. Ama değil. Tezgâha yaklaşıyoruz. 'Buyrun' diyor tezgah arkasındaki. -Börek alacağız. 'Hangisinden...