TRAVMA
Yaşanılanları kaleme almak adetim olmuş sanki.
Hüzünler, acılar, sevinçler...
Sanırım an'ı mühürlemek benimkisi.
Bu iyi midir, kötü müdür bilmem.
Belki yalnızlığı çoğaltmak..,
Ve yazarken, kulaklarımda kulaklıklar.
Bangır bangır dinlerim; en yüksek volümde.
Halâ nasıl sağır olmadım, onu da bilmem.
Bu bir inziva tabii...
Hayatla ilişkiyi kesmek.
Sadece sen ve yazdıkların.
Ne bir başka ses, ne telefon; aranıza giren hiçbir şey yok.
Hani deprem olsa, ancak düşen tuğlaları gördüğümde anlayacağım.
Bu arada evde olduğu sürece Nisan'da odasında.
Nerdeyse yemeklerini bile orada yiyor.
Sürekli bilgisayarlı dersler.
Şu sınavlar bitse de kavuşsak birbirimize.
Dün gece...
Saat 21.00'e geliyor.
Nisan okul mezuniyet fotoğrafları çekimi için, arkadaşlarıyla meşhur Zümrüt Foto'da.
Nasıl hazırlandı bilseniz.
Genç kızlık heyecanı.
Tam belli değil ama, o sıralar gelmesi gerekiyor.
Bense kulaklıkla bilgisayar başındayım.
Elbette yemekleri hazırlamışım bu arada.
Bir ara baktım, köpük tam ayağımın dibinde oturmuş, gözümün içine bakarak havlıyor.
Havlamaları duyuyor değilim, ama hareketlerinden anlaşılıyor.
Kulaklığı attığım gibi kulağımdan, bir çığlık duydum.
Ani bir atakla sokak kapısına koşuyorum.
Çığlık apartman boşluğundan geliyor boğucu hıçkırıklarla.
Nisan bu.
Tanrım.
Sokak kapısına koşuyorum.
Kapı 3-5 cm kadar açık fakat, güvenlik kolu içerden takılmış, daha fazla açılmıyor.
Nisan çığlık çığlığa.
Nisan çığlık çığlığa.
Nisan çığlık çığlığa,
Açtığım gibi sarıldım.
Nasıl ağlıyor.
Nasıl ağlıyor.
Nasıl ağlıyor.
Ben de...
'Kapı içerden kilitliydi. Yani evdeydin. Ve ben zili çaldım defalarca, kapıyı tekmeledim, yumrukladım, açmadın.'
Söyleyemiyor.
Ölüm kelimesini telâffuz edemiyor.
Ama belli ki öldüğümü zannetmiş yavrum.
Ah bırakır mıyım ben seni.
Bırakır mıyım.
İzin verir miyim yeniden infaz tanrılarına.
Tarih: 09.03.2019
Voleybol antrenmanından dönmüştük.
Evin kapısını açtım.
,Nisan fırladı içeriye.
Annesini öpecek, antrenmanı aktaracak.
Çığlık çığlığa geri döndü.
Ayten koltukta yığılmış...'
Nasıl bir travmadır tahayyül edebilir misiniz?
İşte benzer bir travmayı dün gece yaşadı.
Ben yaşattım ona.
Bir daha mı koparmak kendini kızlarından...
Bir daha mı.
Tövbe.
Tövbe.
Tövbe...
(Bu yazıyı Nisan'dan sakladım. Fakat Naz'a gönderdim. Gelen mesaj şöyle: Çok kötü oldum baba. Zaten onun da en büyük korkusu bu.)
Kızlarım benim.
Yorumlar
Yorum Gönder