SİKTİREDİN AŞKLARI SEVDALARI -1-

BİR MÜDDET ZİYADESİYLE SESİMLE GELECEĞİM DİZİDİBİNİZDE

KABUL BUYURURSANIZ ELBET

BÖYLESİ DAHA MI KOLAY NE BİLEMİYORUM

DİNLEMEK OKUMAYA YEĞDİR BAZEN

VE BAZEN BENİM İÇİN DE BÖYLEDİR

SİZE 2 DÜZYAZI 3 ŞİİRDEN OLUŞAN VE KİTAPLARIMDA DA YER ALMAYAN TOPLAM 5 BAŞLIK ALTINDA YAZDIĞIM SİKTİREDİN AŞKLARI SEVDALARI ADLI YAZMALARIMI OKUYACAAĞIM

DİNLEMEK DİNLEMEK BEĞENMEK BEĞENMEMEK SİZLERİN TASARRUFUNDADIR AARTIK

aLTTA 2 DÜZYAZI VE ŞİİR PAYLAŞIYORUM

HADİ BAKALIM

KOLAY GELSİN

Kolçağı bile değilseniz bir sandalyenin (gerçi bunu bilseniz, belki isyan ederdiniz) üretemezsiniz hayatı. Kırmazsanız yapışık olduğunuz o köhne sandalyeyi; hissetmeniz mümkün değildir aşkı, aşkla dolu sevdaları. Bilirim ki, heybenizde nevaleniz olmamıştır hiç. Çünkü size ait bir heybeniz de olmamıştır. Fasit bir daireden ibarettir sahip olduklarınız sadece. Sallanırsınız bazen, BAZEN SÜREKLİ. Git-gel’lerle avutursunuz kendinizi seyrekçe, BAZEN HER ZAMAN. Bir hamster gibi döner de dönersiniz ya ömür boyu, döndüğünüz yerde göçüp gidersiniz nihayetinde. Mahfınızın farkında bile olmadan… Yitirdiklerinizin… Kendinizle birlikte mahvettiklerinizin… Hayatın her alanında yapışıp kaldığınız, kaliteli tutkalla bağlı olmaktan mutlu olduğunuz, kurtulmak istemediğiniz, isteseniz bile çabaya değer bulmadığınız, beyinlerinizi, kalplerinizi, aşklarınızı bile teslim almış olan, öpüşlerinize kilit takmış olan gardiyanlarınıza YÖNELİK alışkanlığınızdır çünkü aşk zannettikleriniz.
Hiç içinizde çiçekler açmaz mı sizin? Hiç gerçek kahkahalarınızla inletmez misiniz mi hayatı? Hiç güvenle boyadığınız kıskançlıklarınızı kıskandırmaz mısınız? Nezaketle, incelikle, zerafetle sevip, sevişemez misiniz? Solmak üzere olan hayallerinizi ölüme mi terkedersiniz; sulamak yerine? Gerçek aşka kucak açmayı denemek varken, yalan ithamlarınızda mı boğulursunuz? Biraz hoyratça olsa da, açıp beyninizi, kıvrımlarında dans etmez misiniz hiç? Misiniz… Olmamışsa eğer, olmuyorsa eğer, bütün bunlar namussuz olduğunuz için değildir elbet. Kolçağı olduğunuz içindir sandalyenin. Çünkü ağacı size ait değildir, marangozu siz değilsiniz, boyacısı siz değilsiniz, ve siz değilsiniz kullananı kolçağın, kalpleriniz ve beyinleriniz DEĞİL.
STATÜKO’dur idareciniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANDIRA'LI BİR ÇİNGEN - MUSTAFA KANDIRALI - YAZI

MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ

MOMMY MOMMY - YAZI

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

> BABAYIM BEN - ŞİİR

BİR YALAN TAKTİK - İYİ POLİS - YAZI - POLİTİK

HAY BEN BÖYLE TOPLUMUN - KISA YAZI