MASKE MACERALARIM – 16 – MİZAH- YAZI


Yahu hem virüsün inişe geçtiğini iddia ediyorlar, hem de maskesi ulaştıralamamış vatandaşların maskelerini ulaştırabilmek için yeni strateşiler geliştiriyorlar.
Biraz geç kalınmadı mı?
Vapur battı, kaptan öldü kardeşim.
Neymiş?
‘Kamu kurum çalışanları ve kamuda ücretli personel olarak çalışanlar, artık maceralara konu olmuş maskelerini eczanelerden değil, çalıştıkları kurumlardan’ alacaklarmış.
Çalıştıkları kurumlar da Devlet Malzeme Ofisinden tedarik edeceklermiş.
Haydaaaa…
Tabii DMO da, ‘kodun yoksa maske de yok kurumum’ diyerek geri çevirmezse onları.
Bizim maskelerle, yani kamu kurumlarına bağlı olmayanlarla ilgili de bir açıklama bekliyorum bu sıralar.
Bir bildiri hazırladım Bilim Kurulu’na sunulmak üzere.
Dikkate alırlar mı bilmem?
Bunca bilimsel makale yayınladım maske konusunda sonuçta.
Şöyle:
‘Sevgili vatandaşlarım;
Sürekli koduğunuz maske kodları gelmediği için maskelerini alamayanların, maskelerini, Covid 19 nedeniyle defnedildikleri toplu mezar yerlerinde, kargo kanalıyla ve en kısa sürede teslim edeceğiz.
Sizlerden bu gönderim için herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.
Yalnız takdir edersiniz ki kargo elemanları virüs nedeniyle sizlere pek yanaşamayacaklardır.
O nedenle maske kolinizi mezarınızın üzerine bırakıp tüyeceklerdir.
Kaldı ki kargo çalışanlarının arasında yaptığımız bir anket çalışmasına göre, çok sayıda çalışan arasında mezarlık fobisi olanlar da az değildir.
Bir ara alıp takarsınız artık.
Allah rahmet eylesin hepinize.’
Bu bildiriyi kabul eder ve yayınlarlarsa ne alâ.
Yalnız bizim maskelerin yanlışlıkla ABD’ye gittiği söylentisi var.
Bir arkadaşım mesaj atmış
‘Senin maskeler San Francisco’ya gitmiş’ diye.
Umarım doğru değildir.
İadesi bile haftalar sürer yahu.
Sonra bir dilekçeyle başvurmam gerekecek yetkililere; ‘ben San Francisco’da değilim’ diye.
Kalem yok ki buralarda, nasıl yazayım?
‘Heyy size sesleniyorum ey yetkililer.
Sesimi duyuyor musunuz?
Adresim değişti.
Taşındım.
Nüfus işleri virüs nedeniyle kapalıydı.
Adres değişikliğini tescil ettiremedim.
Maskelerimi aşağıdaki adrese yollayın lütfen.
Beykoz Mezarlığı, Sarıyer-İstanbul.…
Neyse…
Açıklamam şöyle devam ediyor.
‘Gittiğiniz yer cennet olacaktır değerli vatandaşlarım..
Biz virüs nedeniyle şehitlik mertebesine ulaşmış bir kahraman olarak sizin, cennete kabul edileceğinizi öngörmekteyiz.
Lütfen cennete gittiğinizde de maskelerinizi takmayı ihmal etmeyiniz.
Sabun var mıdır orada bilmiyoruz ama, en azından yanınızda kolonya götürmeyi ve herhangi bir faniye sosyal mesafeyi ihlal ederek yaklaştığınızda el kemiklerinizi kolonya ile dezenfekte etmeyi ihmal etmeyiniz.
Ha bir de, gerçi tahmin etmiyoruz ama, susadığınızda Kevser Irmağı’ndan su içmeyiniz.
Sakın kıyılarındaki altın, elmas ve yakutlardan yürütmeyiniz.
Orwel’in 1984’ünü okuyunuz.
Ne dediğimizi anlayacaksınız.
Her tarafta gözü vardır bazılarının.'
Cehenneme gidenler için, maskelerin işe yarayıp yarayamayacağı konusunda bilim kurulumuz pek emin olamadılar maalesef.
Cemaatlerimizin akil adamları bir bağlantı sağlarlarsa bu sorunun yanıtını da öğrenebileceğiz kısa zamanda.
Güzel vatandaşlarımız.
Ruhlarınızı ikaz ediniz ve yan mezardaki komşunuzla olan sosyal mesafenizi koruyunuz. Sosyal Mesafenin korunması kanununun 18. Maddesinin 7. Fıkrasının (özür dilerim bunu hatırlıyamadım, karikatürünün müydü acaba?) 3. bendi uyarınca sizi görünmeden ziyarete gelenlere –çünkü ruhlar görünmezdirler- kendinizi öptürmeyiniz. Biliniz ki bunun hukuki yaptırımları olacaktır.
Sizi seviyoruz zayi vatandaşlarımız.’
Nasıl ama?
İyi olmaz mı böyle bir bildiri?
Bu arada dün geceki akşam haberlerinde ‘Tünelin ucunun göründüğünü’ açıkladı bizim reyiz.
Çok haklı.
Evet evet ben de gördüm bahsettiği tünelin ucunu.
Bembeyaz bir ışık huzmesi vardı tünelin sonunda.
Hattâ ‘huuuppp’ diye içine çekti beni.
Fakat sonrasını hatırlayamıyorum.
Mutluluktan bayılmış mıyım ne?
Anne ben nerdeyim?
Ne işim var benim Beykoz Mezarlığı'nda?
Komşum çok yaşlı anne korkuyorum.
Tam 354 yaşında.
Boynumu emmek istiyor anne boynumu.
'Çok acıktığını' söylüyor yıllardır.
Anne yine geliyor.
İmdat anne, imdat!
29.04.2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANDIRA'LI BİR ÇİNGEN - MUSTAFA KANDIRALI - YAZI

MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ

MOMMY MOMMY - YAZI

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

> BABAYIM BEN - ŞİİR

BİR YALAN TAKTİK - İYİ POLİS - YAZI - POLİTİK

HAY BEN BÖYLE TOPLUMUN - KISA YAZI