BU NE YA? BU NASIL AYMAZLIK? HÖST... - YAZI

 

Aşağıdaki yazıyı iki yıl önce paylaşmışım.
Grup Yorum tarafından yapılan aymazlık üzerine, belki bir-iki cümle ekleyerek yeniden paylaşmak istedim..
'Nedense her şey için ölmeye hazır olanlar...
Daima sağ-salim ve dimdik ayaktadırlar.
Aşkları için ölürler...
Dostları için ölürler...
Takımları için ölürler...
Reisleri için ölürler...
Ama Allah'a şükür hiç ölmezler.'
Yukarıdaki yazıya ilavem şu ki dostlar; ölüm orucu, ancak kişinin kendi iradesi ve kararıyla uygulayabileceği bir eylem biçimidir.
Hiç kimsenin, hiç kimseye ölüm orucuna yatma doğrultusunda direkrif verme, önerme, telkinde bulunma hak ve hukuku olamaz.
İstersen örgüt lideri ol.
Yiyorsa kendin yatacaksın, başkalarını sevketmek yerine.
Bu arada bu topraklarda ölüm oruçlarında yitirdiğimiz devrimcilerin-canların sayısı hayli kabarık.
Bu eylemlerin devrimcilerin ölümü dışında nasıl kazanımlar-mevziler kazandırdıkları ise meçhul.
Çoğu zaman insanlar ölmekle kaldılar.
Çok yakınlarda Grup Yorum üyelerinin, hem de çok masumane taleplerle yürüttükleri ölüm orucu eylemlerini ve ölümlerini hatırlayınız.
Bırakınız taleplerinin karşılanmasını, mevzi kazanmayı, bu ölümlerden pervasızca memnuniyet dile getirenler bile az değildi maalesef.
Burası Türkiye kardeşim.
Senden olmayanın ölümü sevinç yaratır ancak.
Şimdi gelelim esas konumuza.
Grup Yorum tarafından yapılan bir açıklamada;
“Dilan Ekin’i gördüğünüz yerde yüzüne tükürün, lanetleyin, gördüğünüz, tanıdığınız herkese yaptığı ihaneti anlatın” ifadeleri kullanılıyor.
Neden?
Çünkü Dilan Ekin ölüm orucana katılmamış.
Hadi ordan...
Yiyorsa sen katılsaydın...
Grup Yorum'la manevi bir bağ vardır aramda.
Şimdiki üyeleri bilmez, hatırlamaz.
1984 yılında daha yeni yeni filizlenmeye başlayan ve üniversitelilerden oluşan bir müzik gurubuyken,
'ÜNİVERSİTELERDE DEPOLİTİZASYONA TEPKİ: GRUP YORUM' başlığıyla bir röpörtaj yapmış ve röportajın yayınlanması halınde okuldan atılabilecekleri uyarısını da yaparak -ancak onlar bunu seve seve kabul etmişlerdi-, bu röportajı o günün kitlesel, etkin ve en iyi politik dergilerinden biri olan YENİ GÜNDEM dergisinde yayınlatmıştım.
Nitekim bu röportaj sonrasında okullarından atılmışlar ve ancak daha da politikleşerek müzik hayatlarına devam etmişlerdi.
Bütün baskılara rağmen bu günlere gelmeyi başardılar.
Son sözüm şudur:
Yukarıdaki açıklama gibi saçmalıklarla insanları hedef göstermeye devam edersiniz eğer, ne bundan sonra dinlerim, ne de hakkımı helal ederim size.
Tek olduğumu düşünürseniz de yanılırsınız.
Biline.
(Konunun anımsattığı bir not ekleyelim.
12 Eylül öncesinin, her görenin, her gördüğünü vurduğu günleridir.
Gençlik örgütümüzün güçlü olduğu bir bölgede faşistler sürekli saldırmaktadır.
'Reisleri tam bir psikopattır.
Bir yoldaşım bir gün gelerek şunu söyledi: 'Kudret falan kişi -o falan kişi de maalesef öldürüldü daha sonra faşistler tarafından- o psikopatı temizlesin ve sonra intihar etsin. Ne dersin?'
Geçici şoktan sıyrıldıktan sonra şöyle cevap verdim.
'Tamam. Bu 'görevi' sana verelim.'
Ve tabii o konu bir daha açılmamak üzere kapandı.
Ah insanoğlu.
Devrimci bile olsan insansın..)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANDIRA'LI BİR ÇİNGEN - MUSTAFA KANDIRALI - YAZI

MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ

MOMMY MOMMY - YAZI

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

> BABAYIM BEN - ŞİİR

BİR YALAN TAKTİK - İYİ POLİS - YAZI - POLİTİK

HAY BEN BÖYLE TOPLUMUN - KISA YAZI