> SİKTİREDİN AŞKLARI SEVDALARI -2 – YAZI
Cinsiyetçi küfürleri nedeniyle ben… Yüksek sesle Can Yücel bile okumazken… Haykırıyorum şimdi dünyaya… Siktiredin aşkları… Siktiredin sevdaları. Yaşayın zavallı bir hamster gibi, mıhlandığınız o fasit daire içindeki dünyada.
Aşk döşekte güzeldir. Kimi banknotla doludur o canım döşekler; pek de rahattırlar. Kimi yasaklar… Tabular… Aşk dışında herşey… Ve günahlar. Statükolaşmış bir hayatın, statükolaşmış mahkumlarısınız. Mahvınızdır o döşek, farkında bile olmazsınız.
Sevdalığınız değil, partneriniz iyi midir yatakta? Nasıldır pozisyon çeşitliliği? Marifetli midir aşkınız? Sabahları nasıl uyandırırsınız? Üstte… Altta… Yüzükoyun… Ayakta… Oral-moral. Diri midir penisi? Sıkı mıdır vagina? Bu değilse nedir yaşamak? Siktiredin aşkı… Siktiredin… Aşkla dolu sevdaları.
Canınız çok mu sevda çekti ah! Kebabın kokusu mu geldi burnunuza? Okuyun Ahmed Arif’i… Okuyun Nazım’ı… Ahmet Erhan’ı, Kaan İnce’yi, ya da Külilka. Okumayın beni İstemem. Yan cebime koyarsanız da, reddetmem. Mesele tatminse köhne duygularınızı, yaşayanlarla yaşamış olursunuz aşklarınızı.
Nazım niçin yatmış onca yıl içerde? Arif niçin katlanmış onca işkenceye? Niçin yaşarken ölüymüş Ahmet Erhan? Niçin atlamış Kaan İnce; henüz 22’sinde üçüncü kat balkonundan? Niyedir onca göz altılar onca tutuklamalar? Niyedir onca işkenceler baskılar? Niyedir onca terkedilişler? Niyedir 20 yıllık haymatlosluk? Niyedir delicesine aşklar, tutkular, sevdalar?
Onlar yazacaklar. Siz okuyacaksınız ve aşkla orgazm olacaksınız.
Sözleşme gereği değil. Ah olsaydı… Aşk gereği buluşmalar... Kalp gereği sevişmeler.
İki anahtarlı bir evin olmalıydı örneğin. Taşınca sevdaların kalbinden… Kabarınca… Yükselince gökyüzüne, tutuşunca özlemler, kavrulunca hasret; işte o zaman ne muazzam şeydir, aşkla, sevgiyle buluşursa tenler.
Oysa bilirim ki ben, A kaliteli seks size yeter. Pervasız sevdalarınızla günâhkar olmak size göre değil. Kalpazan sevdalarla sevdaları çoğaltmak size göre değil. Eşkiya ruhlarla statükoyu parçalamak… Size göre değil. Özgür olmak size göre değil. ‘İki ağaç gibi yanyana yaşamak varken, bir orman gibi kalabalıklarda kaybolmak…’ Bize göre değil. Gülüm... Bize göre değil.
STATÜKO... Bize göre değil.
(Dikkatini çekerim. Burdaki siz, sen değilsin; her kim isen sevgili okuyucu. Boşuna alınganlık yapma.)
Yorumlar
Yorum Gönder