MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ


 Dostlar,
Bu yazı 1991 Mayıs'ında kaleme alınmış ve o zamanki, Yalçın Küçük, Bilgesu Erenus ve ekibinin çıkarttığı Toplumsal Kurtuluş dergisinde, K. Osmanoğlu mahlasıyla yayınlanmıştır.
Şöyle bir gözden geçirdim ve 27 Mayıs'ın 60. yılı vesilesiyle tekrar paylaşabileceğime karar verdim.
Hem o yıllara vakıf olmayan genç arkadaşlarımız için de yararlı olacağını düşündüm.

Benim babam 27 Mayıs İhtilâl Komitesi'ndeydi.
O zaman Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanıydı ve ihtilâlin önemli ve önde gelen albaylarından birisiydi.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde teslim almıştı.
İhtilâlde sayıları 32 olan, sonrasında Alpaslan Türkeş grubunun (14'ler, iktidarın sivillere devredilmesine karşı çıkıyorlardı) tasviyesiyle birlikte sayıları 18'e düşen Millİ Birlik Komitesi'nin (MBK) bir üyesiydi.
27 Mayıs sonrasında Tabi senatör (ömür boyu senatör) olarak senatoya girdi.
Çok geçmden 'Ben ihtilalde tabi senatör olmak için yer almadım' dedi ve istifa etti.

Yani çocuk yaşlarımızdan itibaren 27 Mayıs hayatımızın hep içindeydi.
Siyasi süikastler, takipler daima ailemizde bir endişe kaynağı olmuştu.
Bu nedenle oradan oraya kaçırılmalarımız hafızalarımdadır.
Çocuk yaşlarımdan beri, babamların ev toplantılarına, evimizin çevresinde gözcülük yapmak benim görevimdi.
Küçük köpeğimiz Fifi, en küçük sese bile büyük tepki vermesi ve eve girişler konusunda tam bir güvenlik oluşturması nedeniyle zehirlenerek öldürülmüştü.
Babam gerçekten ilerici-demokrat-devrimci (Kemalist) bir insan olmakla birlikte, gençlik yıllarımda kendisiyle siyasi yollarımız ayrıldı.
Her zaman saygı duyduğum bir insan olmakla birlikte, yıllarımız hep bir çatışma halinde geçti.
Ben onu hep kendi bulunduğum yere göre, gerilerde olarak değerlendirdim.
12 Mart döneminde, İlhan Selçuk'larla birlikte 9 Mart olayı nedeniyle idamla yargılandı.
O dönemler Kontenjan Senatörüydü ve adı Cumhurbaşkanlığı  adaylığı için konuşuluyordu.
Ancak yine o dönemlerde CIA tarafından hazırlanan bir raporda adı 'siyasetten uzaklaştırılması ya da acilen yok edilmesi' gereken 32 isimlik bir liste içinde yer almıştı ki, sonrasında şahsına yönelik tertipler de artarak devam etti.
Ve o dönem babam ekarte edilerek, Cumhurbaşkanlığına, yine 15 Kontenjan Senatöründen biri olan Fahri Korutürk seçildi.
Öyle ki, öldüğü gün (Ben cezaevindeydim) 'Bomba etkisi yaratacak' dediği anıları bile, o karmaşa içinde evden çalındı.
Kalanları ise Uğur Mumcu 'İhtilâl Mektupları' adlı bir kitapta topladı.
Bu kitap halâ kitap piyasasında satıştadır.
Tanıdığım yıllar boyunca, karakterinden ve düşüncelerinden hiç taviz vermedi.
60'lı yıllardan itibaren senatoda Behice Boran'la birlikte en muhalif ve demoktrat karşı koyuşların içinde yer aldı.
Şöyle ki parlementerlerin maaş artışlarına bile sadece 2'si karşı çıkarlardı.
Sonraları Yön Hareketi ve Devrim Dergisi oluşumları içinde bulundu.
12 Eylül Anayasa'sının hazırlık safhalarında, bütün toplumun sindiği, kimsenin eleştirel bir sözcük bile kullanamadığı dönemlerde, televizyonlardan ve basılı yayından bangır bangır, 'Bu Anayasa taslağı toprağın en derinliklerine gömülmeli ve bir daha gün yüzüne çıkartılmamalıdır' diye demeçler verdi.
Ve oğluyla beraber yatmak için bavulu daima hazırdı.
Kendisi 12 Eylül döneminde, ben Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi'deyken, bir duruşmamda, bana yapılan ve tanık olduğu işkenceleri ve tertipleri dile getirdi ve 'Hayattaki son görevimi de yerine getirdim' diyerek duruşmadan bir kaç gün sonra, ben halâ esaret altındayken (bu konuda cezaevinde kaleme alınmış bir hikâye ve şiiri de bu blogda daha önce paylaşmıştım) 1 Kasım 1982 yılında vefat etti.
Onunla ilgili olarak şunu da belirtmeliyim ki, Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun idamlarına karşı 'Hayır' oyu kullanmış bir kaç MBK üyesinden birisiydi.
Böyle bir insanın oğlu olmak, her zaman sırtıma ağır sorumluluklar yükledi.
Belki sevgi bağımız hiç olamadı ama (çünkü onun sevgi bağı oluşturabilecek hiç zamanı olmadı ve çok disiplinli, katı bir askerdi) bu yazı vesilesiyle kendisini saygıyla yad ediyorum.
Klavyede yeniden yazmayı göze alamadığım için, dergiden kopyala-yapıştır yaptım.
Yakın tarih meraklıları için...














Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANDIRA'LI BİR ÇİNGEN - MUSTAFA KANDIRALI - YAZI

MOMMY MOMMY - YAZI

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

> BABAYIM BEN - ŞİİR

BİR YALAN TAKTİK - İYİ POLİS - YAZI - POLİTİK

HAY BEN BÖYLE TOPLUMUN - KISA YAZI