MASKE MACERALARIM - 21 - MİZAH - YAZI

Benim değerli-değersiz ve değerlerine bir türlü vakıf olamadığım tüm hayranlarım…

Bana ve şahsiyetime ölümüne bağlı canlarım, cananlarım…

Günlerdir biraz seksi, biraz erotik yazılar kaleme alıp, istemeden sizin ‘duygularınızı’ da kabartmaktayım.

Hadi hadi hoşlanmıyor değilsiniz biliyorum.
Ben de bu toplumun çocuğuyum, kandıramazsınız.
Ancak yoruldunuz.
Biraz dinlenmekte yarar var.
Eh ben de tabii.
Kolay mı canım?
Süperman değiliz sonuçta.

Bu kadar seks, bu kadar erotizm bir yere kadar elbette.

Bir de adımı ‘erotik yazara’ çıkarma gayreti içinde olan vatan hainleri var ki (çünkü vatan demek ben demek, ben demek vatan demek -ulan Mehmet Akif'in şiirleri gibi oldu ha-), ‘biraz ara verip, kendimi gündemden düşürmenin uygun olacağını' düşündüm.

Ancak dört gözle beklediğinizi bildiğim ve sizlerden gelen binlerce, belki onbinlerce – sayacak vaktim olmadı- seksüel konulara ilişkin istekleri de, zaman içerisinde ele alacağımı bilmelisiniz.
Bunların en başında da 'ecdadımızda seks' geliyor.
Olacak, hepsi olacak, sabır.
Yeni istekleriniz olursa bir peçeteye yazıp bana iletebilirsiniz.

Osmanlı tarihinin en magazinel olaylarından, bir o kadar da şehvet dolu ve akıcı Baltacı Mehmet Paşa’mızın (Eh paşa da paşa yani) güzelliği uğruna Rus ordusunu imha etmekten vazgeçtiği (Şair olmalıymış herif) Rus Çariçesi Katerina’yla olan ilişkilerinin toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel, kronolojik ve morfolojik yansımalarını bir başka bahara ertelemeye karar verdim.

Heeee öyle işte, ne var?

Öyle somurtup durmayın oyuncağını kaybetmiş bebeler gibi.
Bilirim, bir an önce Osmanlı’yı ele almamı istersiniz.
Kurnazlar sizi.
Seks olsun da...
Çok iyi bilirsiniz tabi, Osmanlı’da hası olurdu bu işlerin.
Hem de kurumlaşmış halde.

Öyle , Josephine, Katerina, Eva Braun, Kleopatra Baltacı paşa vb. gibi tarihe mâl olmuş aşk ve seks hikâyeleri haltermiş onların yanında.
Günümüzde yeniden Osmancılaşmayı uygun görenler bana kızarlar mı bilmem?
Ama kızmasınlar.
Hepsini severim ben onların.
Yalnız şunu bilsinler ki, bunları yaşayan vallahi ben değilim.
Hatta ‘kırıntısını bile yaşamadığımı’ söylemeliyim.
Ah güzel olur muydu, bilmem.
Deneyim insan hayatında önemlidir sonuçta.
Herşeyi en az bir kere deneyeceksin, bu zaten sıkıcı hayatta?
Tadına varacaksın.
Sonra benim konum ‘maske.’
Bana ne Osmanlı’nın seksüel dünyasından.
Ha olayda bir maskeleme varsa tamam.
Yoksa var mı yav?
Çünkü toplumların maskelerini indirmek ve güzelliklerini maskesiz olarak sergilemek de araştırmacı araştırıcılığın, yani benim görevim değil mi?
Okuyucularımın bana biçtiği ve sıktığı misyon, vizyon, belki de losyon bu değil mi?
Kaldı ki şu sıralar herkes maskeli sokaklarda.
Kim güzeldir, kim çirkin anlamak mümkün değil.
İnsan, yüzünü görmeden seçmek zorunda kalıyor partnerini.
Bu da yanılgılara neden oluyor.
Ki bu durum şiddeti ve nezaketsizliği körüklüyor.
Ne bekliyorsun, maskenin altından ne çıkıyor?
Her iki cins ve hatta diğer ortak cins içinde geçerli bu.
Neyse maskeler de iner nasılsa bir gün.
Bahar gelir, çiçekler açar.

Hay Allah şairliğim tuttu yine.
Ve işte o nedenle…
Yazdım gitti konu başlıklarını şimdilik.
Dedim ya detaylar başka bahara…
Biraz meraklanın bakalım benim aşklarım.
Aniden Zeki Müren geldi nedense aklıma.

Konu başlıkları şöyle olacak tahminimce:
Osmanlı’da harem hayatı,
İğdiş edilmiş Harem ağaları ve katledilmiş seks hayatları,
Genç ve güzel kızların paşalara ve önemi kişilere peşkeş çekilmesi,
Padişahların seks ritüelleri,
Harem ziyaretlerinde atın önemi,
Harem dikizcileri ve infazı,
Hamamlar,
Hamamcılar,
Tellaklar,
Hamam oğlanları,
Gece ve gündüz sefer tarifeleri,
Gece döşek yoldaşlığı,
Peştamal çözen nazenin oğlanları,
Parlak tellaklar,

Bütün bunların ‘maskeyle ne ilgisi var’ diye sorabilirsiniz.
Bilmem ben bulamadım.
Siz bulursanız mesaj atın bana.
Ve bu arada bir duyuru yapmama izin verin.

ELEMAN ARANIYOR

Toplumsal konularla iştigal eden, bir tek kişi firması için;

En fazla 20-22 yaşlarında, becerikli, çalışkan, güzel olması tercih sebebidir, kamu-dışı yararına çalışacak, zenginse maaş istemeyecek, fakirse hasılattan makul bir pay alabilecek, toplumsal kahramanımızın stajyerliğini hakkıyla yapabilecek, işini yaparken ‘ah-aman-off’ demeyecek, zaman içinde uçmayı, okyanuslar dibinde yüzmeyi ve düz duvarlara tırmanmayı öğrenebilecek doğal yeteneklere sahip, excel’i kullanmasını bilen, word'de süratli, kabiliyetli, rantabl bir hanım aranıyor.

Çok acaip plânlarım var.
Yarın açıklarım artık.

O güzel yüzünüzü görebileceğimiz maskesiz günler bir an önce gelir inşallah.
Maskeyle kalın.
Fakat isteyen olursa yüzünüzü gösterin.
Ki boşuna kürek çekmesin garipler.
Hadi by…