Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

Resim
Nasıl bir mantıktır bu? Kağıt toplayıcısı genç çocuk, inşaat halindeki binanın tepesine çıkmış intihar girişiminde bulunuyor. Yüksek kattan atlama tehdidinde bulunuyor. Gerekçesi şu:  -İş yapmamız yasak; kağıt toplayamıyorum. -Fakiriz; paramız yok. -Devlet bize yardım etmiyor. Gerekçesi parasızlık ve çaresizlik yani. O sırada yoldan geçen duyarlı bir vatandaş, 'vazgeçersen ben sana 500 TL vereceğim' diyor ve genç aşağı iniyor. Yani çaresizlik sadece 500 TL ile çare olabiliyor. Vah! Olay bitse iyi. Polisler genci sanki göz altına almışlar gibi, kollarından tutup karakola götürüyorlar. Hadi bunu geçtik. 500 TL için kendini öldürebilecek kadar derin bir buhran geçiren gence bir de surprizi var devletimizin. Yasa ihlali nedeniyle 6300 TL ceza kesiliyor. Allah aşkına ben mi aptalım? Bu ceza, 'daha13 kere intihar edebilirsin kardeşim' anlamına gelmiyor mu? Yeniden intihara teşvik değilse nedir bu garabet durum?

FUKARA KÜLLİYATLARI - KISA SÖZ

Resim
Kendini zengin sanan fakirler... Yine TV'lerde, ezber dopingli fukara külliyatlarını satışa sunuyorlar. Beş para etmez. Satın alma!

YAĞMAYA KARŞI YAĞMA - AMERİKA - YORUM

Resim
Yüzyıllarca yağmalandılar. Yüzbinlerle Afrika'dan sökülüp Amerika'ya götürüldüler. Ülkeleri, yurtları, toprakları, zenginlikleri yağmalandı. Kendileri yağmalandılar. Efendinin emri altında köle olarak, karın tokluğuna, tarlalarda çalıştırıldılar. Alınıp, satıldılar. Kadınları, kızları beyaz adam tarafından zevk amaçlı kullanıldı. Daha yakın zamana kadar, beyaz adamın girdiği restaurantlara giremediler. Şimdi bile giremedikleri eyaletler var. Beyazla aynı okullarda okuyamadılar. Beyazla aynı otobüslere binemediler. Harlem denilen bir mahallede toplanıp, açlık ve yoksullukla boğuştular. Resmi-sivil güçlerce keyfen öldürüldüler. Amerika'da olanlar bir öfke birikiminin yansımasıdır. Aleni adaletsizliğe, eşitsizliğe, haksızlığa, yoksunluğa, resmi, gayrı-resmi ve sosyal-toplumsal-kültürel-ekonomik zulme, baskılara, ırkçılığa ve siyah yağmalanmasına karşı spontan ve örgütsüz bir tepkidir. Yakıyorlar, yağmalıyorlar. Öfkelerini özellikle resmi dairelere, resmi araçl...

> VE GÜLECEKSİN - KISA YAZI

VE GÜLECEKSİN YİNE DE  ÖLÜM SIZISI BOYNUNDA OLSA BİLE

> İŞKENCE - ŞİİR

Resim
boynum sızlıyor mommy buynumda ölüm sızısı nefes alamıyorum boynumda işkencecinin dizi ölemiyorum bacaklarım sızlıyor demir şişler bacaklarımda yüzlerce tekme izi gözlerim eriyor anne kimyasal damlatıyorlar gözüme bahçe hortumu ağzımda yutkunamıyorum anne sonu gelmeyen su damlaları   boğulmaktayım ölmeden koltuk altımda kızgın yumurtalar yanıyorum jiletlenmiş vücudum  kesilmiş dilim sol kulağımı da kestiler saçlarımı yaktılar tırnaklarımı söktüler buzlu suya yatırdılar çırılçıplak Makatıma demir soktular yumurtalıklarımı burdular anne meme uçlarımı kestiler askılara astılar elektrik verdiler penisimi ezdiler anne önce parmaklarımı sonra ellerimi kestiler farelere terkettiler kanlı vücudumu karıma tecavüz ettiler  göz kapaklarımı bantlayıp coplarını soktular rahmine kızım da oradaydı görmedim çığlıklarından tanıdım ölmedim şırıngayla ilâç verdiler beyin damarlarıma kerpetenle dişlerimi çe...

MOMMY MOMMY - YAZI

Resim
'Mommy Mommy' Baştan sona polise hiç bir mukavemet göstermemişti. Elleri arkadan kelepçelenmişti Yüzüstü yere yatırılmıştı. Siyah düşmanı bir beyaz polis, dizini boynuna dayamış, bütün ağırlığıyla yükleniyordu. Floyd 'nefes alamadığını' söylüyor, ama boğazındaki baskıdan sesi çıkmıyordu. Polis oralı bile olmuyordu. Ölmeden kısa bir süre önce ise dudaklarından bir çağrı duyuldu. Koca adam ölürken annesine sesleniyordu. Bir çocuk gibi çaresizce...  Annesini yardıma çağırıyordu. 'Mommy Mommy' İnsan böylesine vicdansız, böylesine sevgisiz, böylesine merhametsiz, böylesine acımasız, böylesine aşağılık, böylesine vahşi olabilir mi? Olur... İnsan olduğu için olur. Sartre'nin adını anımsayamadığım bir kitabı geliyor aklıma. Lejyona katılmış bir Fransız vatandaşının değişimini- dönüşümünü anlatıyordu. Askerlik öncesinde, gündelik hayatında sevgiyle dolu, vicdanlı, merhametli bir insanın, nasıl acımasız bir işkenceciye dönüşüm sürecini anlatıyordu...

11 HAZİRAN 2013 - GEZİ

Resim
Bunca yıl Neler gördüm, neler duydum, neler anlattım Ve neler yaşadım 17'sindeki kızım Gezi Park'da test çözüyor Onun takipçisiyim artık Twitt - 11 Haziran 2013  

> BOYNUMDA ÖLÜM SIZISI - KISA SÖZ

Resim
Boynum sızlıyor Boynumda ölüm sızısı Boynumda George Floyd

BUNU İZLE İNSANLIK - İBRETLİK

Resim
Bunu izle insanlık. İbretlik... Kapitalist demokrasinin gerçek yüzüdür bu. Kendinden olmayanı öldürmektir prensibi. Demokrasi, kendinden olanlarla oynadığı bir oyundur yalnızca. Bir aldatmaca, bir demogoji... İşte Amerika... Düşlerinizin ülkesi. Kaç yüzbin Afrika'lı siyahi öldürüldü bilen var mı? Kaç Kızılderili soyu yok edildi bilen var mı? Corona'dan ölen siyahileri saydınız mı Harlem'de? Corona bile neden Harlemİ vurdu bildiniz mi? Bunca asker gücü, bunca polis gücü, bunca silah ne içindir düşündünüz mü? Zabıta-i tedbirler için mi sanırsınız? https://kudretkoksal.blogspot.com/

27 MAYIS'TAN BİR ENSTANTANE - KISA DEĞERLENDİRME

27Mayıs'tan bir enstantane. 27 Mayıs kadrolarının hepsi 'Atatürkçü'ydü. Ama kimi turancı, kimi liberal, kimi radikal, kimi devrimciydi. Kimi iktidarın sivillere devrine karşı çıkıyor, kimi derhal devrini istiyordu.

BU KADIN BENİM KAHRAMANIM - FOTOĞRAF

Resim
BU KADIN BENİM KAHRAMANIM.

AÇLIK - FİLM

Resim
Yine iyi bir film izledim bu gece.  Daha önce seyretmem gerekirdi.  Olmadı 'Açlık.' Yorum yapmak istemiyorum.  Konuşmak, yazmak, değerlendirmek istemiyorum. Şunu çok iyi biliyorum ki, yaşananlar tümüyle gerçek.  Aşağıda filmin fragman sayfasından aldığım özeti koyuyorum. Helin'i, İbrahim'i düşündüm ve diğerlerini filmi izlerken. İçim kavruldu. "IRA ile ilgili olarak çekilmiş filmde, Bobby Sands'in insanlık dışı muamelelere maruz kalışındaki sertliği adeta yaşıyorsunuz. Diyalogsuz sahnelerin vuruculuğu ile başlayan film, tüm filme yayılan dehşetli gerçeklik duygusu ile izleyeni kavrıyor. Mahkumların battaniye ve yıkanmama eylemleriyle ilerleyen direnişleri, altı hafta süren açlık grevi ile doruğa çıkıyor. Hayatı mücadele ile geçmiş Sands’ın kendi vücudunu yaşamının son savaş alanı olarak addedmesiyle yaşanan dramatik süreç muazzam bir etkileyicilikle gözler önüne seriliyor. Filmin etkileyiciliği sadece Sands önderliğindeki mahkumların direniş destanın...

ÇORUM SENİ UNUTMAZ HÜSEYİN - ANMA

Resim
Çorum seni unutmaz Hüseyin. Bir de biz yoldaşların... 27 Mayıs1980... Faşistler Maraş'la birlikte başlattıkları alevilere yönelik saldırılarını sürdürüyorlar. Sıra Çorum'da... Yeni katliamlar için, özellikle alevi mahallelerinde saldırıya geçiyorlar. Ancak beklemedikleri bir direnişle karşılaşıyorlar. Çorum anti-faşist halk direnişi. Mahallelerinde barikatlar oluşturan Çorum halkı, ölümüne direniyor. Direnişin önde gelen örgütçüsü Çorum'lu TKP-B ve SGB militanı Hüseyin Gökdemir. Onca kayba rağmen faşistler yeni bir Maraş yaratamadılar. Sevgili Hüseyin 1 yıl sonra, yine aynı tarihte, Lübnan'da Filistin kampında hayata veda etti. Bir direnişçi olarak yaşadı ve bir direnişçi olarak öldü gencecik yaşında. Hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

> YETMİYOR - ŞİİR

Resim
yetmiyor artık hiç bir şey yetmiyor okumak kadın şairleri yeni şiirler yazmak hayallere yetmiyor düşünmek yetmiyor çözüm üretmek kerameti kendinden menkul düşüncelere yetmiyor yetmiyor uzaktan gülümsemeler uzaktan sevişmeler aşklar arkadaşlıklar yetmiyor Madama Butterfly  yetmiyor ne ballı kaymaklı kahvaltıları çaresizliğin ne lezzet tadımları yetmiyor çapsız tartışma programları görsel medyada çapsız analizler taktik bile olmayan stratejiler hepsi aynısı haberlerin gerçeksiz belgeseller kurgusuna müdahele edemediğim filmler evin salonu odaları zoom dan yapılan toplantılar gönderilen mesajlar arkadaşlık istekleri çalan telefonlar sanal gezinti yetmiyor ne çocukluk anılarım ne geçmişe dönük hayaller olmayan kavgam çığlığı sessizliğin miskin bekleyişler yetmiyor anlamı olmuş anlamsızlık hayatın felsefe iflas etmiş tanrının gazabı değil Corona vurmuş felsefeyi Suçlusu sen ben değiliz oysa insanı...

27 MAYIS ÜZERİNE, BU KEZ KISACA - YAZI- SİYASİ

27 Mayıs sistem değiştiren bir devrim ya da karşı devrim değildi. Ama bir ihtilâldi. Siyasi bir devrim olarak addedilebilir. Ki Türk burjuva devriminin sonuncu ve üst aşamasıdır. ABD menşeli kapitalizmi çağdaş normlarına sıçratmış, özgürlukçü gereklerini de hayata geçirmısti. Nato'ya ve kapitalist dünyaya olan bağlılığını gecikmeden dile getirmişti. Kansız ihtilâl olarak anılırken, Menderes'le birlikte 3 devlet adamının idamıyla kana bulandı. Ancak sanıldığı ve sürekli yanlış olarak aktarıldığı gibi diğer askeri darbelerle tıpatıp aynı şekilde cereyan etmedi. Hepsi ABD menşeli olmakla birlikte, 27 Mayıs direkt emperyelist bağlantılı olarak meydana gelmedi. Diğer tüm askeri darbelerden örgütlenişi ve sonuçları bakımından çok önemli bir farkı vardı ki, o da küçük rütbeli subaylar tarafından, Menderes Hükumeti'ni devirmek üzere ve fakat emir-komuta zincirine karşı plânlanmış olmasaydı. Evet, 27 Mayıs bir ihtilâldi Rıca-minnet ve 'taşkilâtta general gözuksün' diye son...

KAPI - FİLM DEĞERLENDİRME

Resim
Yine bir filmi bitirdim biraz önce. Pek çok şeyi bitirerek içimde. Tanıdığım Mardin'li Suryani'leri büyüterek. Tuhaf duygular içindeyim. Filmi bana bir kaç hafta önce Sevgili Okan önermişti. 'KAPI.' Başrolde Kadir İnanır'ın oynadığını öğrenince önyargılarım devreye girmişti. Açık söylemek gerekirse pek sevemedim kendisini. Tek bir filmini izlemedim iradi olarak. Biri hariç. Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Ahmet Mekin'in başrollerini paylaştıkları, Cengiz Aytmatov'un Kırmızı Eşarp adlı romanından uyarlanan ' Selvi Boylum Al Yazmalım.' Orda da çok abartılı bulmuştum oyunculuğunu. Ama iyi fimdi. Madem Okan önermiştir,  'izlenmelidir' dedim ve izledim KAPI'yı. Ah yağmalanan kültürler. Satılığa çıkartılmış, binlerce yıllık Mezopatamya kültürleri Üzeri örtülmüş acılar. Asla yok olmamış... Anadolum'dan kovulmuş insanlar. Görkemli medeniyetler, farklı dinler, farklı diller... Yok hükmünde halklar... Süryaniler. Müthiş bi...

KADIN DÜŞMANI CANİLER İŞ BAŞINDA - KISA SÖZ

Resim
Yine bir kadın öldürüldü manyak bir puşt tarafından. Toplum kilit altında. Kadın düşmanı caniler iş başında.

> BEN ZATEN YOKUM Kİ - ŞİİR

haydi kalk yerinden miskin uyuşuk çık sokaklara kim ne diyebilir sana destanısın tarihimin havayı çek ciğerlerine dinginliğini seyret suların varsa kuşları dinle köpeklerle selâmlaş kedileri besle sessizliğin ritmine eşlik et güneşin batışını izle renkleri say gökyüzünde istersen bir slogan at marş söyle ya da nihavent makamında bir şarkı izle hayatı nasıl teslim alınmış kollarını kaldırmadan yürü insansız boş sokaklarında kentin çeviren olursa korkma 'ben zaten yokum ki' dersin

ORTAM NEYSE, HERKES ODUR - FİLM DEĞERLENDİRME

Saat 1.00'i gösterdiğinde... Çocuklar odalarına çekildiğinde... Kendime bir fim seçip, izliyorum. Film seçicisi olmalıymışım. Ne filmler... Bu gece izlediğim film 'Yalan Labirenti.' Ve ben yine abondone durumdayım. Filmin bendeki yankısı ise şöyle: Ortam neyse, herkes (büyük çoğunluk) ortamın parçasıdır; yani odur. Ortam değiştiğinde herkes (büyük çoğunluk) değişir. 10.000 Nazi faşisti, Hitler öldükten ve faşizm yenildikten sonra faşizm karşıtı direnişçi rolüne bürünmediler mi? Hayatlarının sonrasını bu yalanla sürdürmediler mi? Mendele denen çocuk düşmanı alçak bile, ölümüne kadar Hitler karşıtı bir hüviyetle yaşamını, Güney Amerika ülkelerinde özgürce sürdürmedi mi? 12 Eylül'ün DAL'da, Mamak ve Diyarbakır'da görevli işkencecileri bile, yaptıkları yanlarına kâr kalarak, belki de iradi mutasyona uğramış olarak aramızda gezmiyorlar mı? İnsanoğlunun en zavallı gerçekliği değil midir bu? Bu ülkede herkes (büyük çoğunluk)12 Eylül Anayasası'na oy ...

MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ

Resim
  Dostlar, Bu yazı 1991 Mayıs'ında kaleme alınmış ve o zamanki, Yalçın Küçük, Bilgesu Erenus ve ekibinin çıkarttığı Toplumsal Kurtuluş dergisinde,  K. Osmanoğlu mahlasıyla yayınlanmıştır. Şöyle bir gözden geçirdim ve 27 Mayıs'ın 60. yılı vesilesiyle tekrar paylaşabileceğime karar verdim. Hem o yıllara vakıf olmayan genç arkadaşlarımız için de yararlı olacağını düşündüm. Benim babam 27 Mayıs İhtilâl Komitesi'ndeydi. O zaman Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanıydı ve ihtilâlin önemli ve önde gelen albaylarından birisiydi. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde teslim almıştı. İhtilâlde sayıları 32 olan, sonrasında Alpaslan Türkeş grubunun (14'ler, iktidarın sivillere devredilmesine karşı çıkıyorlardı) tasviyesiyle birlikte sayıları 18'e düşen Millİ Birlik Komitesi'nin (MBK) bir üyesiydi. 27 Mayıs sonrasında Tabi senatör (ömür boyu senatör) olarak senatoya girdi. Çok geçmden 'Ben ihtilalde tabi senatör olmak için yer alm...

> HAYDİ ÖLDÜRÜN BENİ - ŞİİR

haydi öldürün beni   çekin tetiği alnımın çatısına deşin bağırsaklarımı deşin damarlarıma zehir şırınga edin deneyin bütün yöntemleri mayın koyun ayaklarımın altına zındanlara atın ölür müyüm görün ben böyle ölmem çekin kalbinizi kalbimden onu yalnız bırakın ölüm o zaman çıkar bedenimden

BEYNİMİZ (VARSA) NEREDE - KISA YAZI - TEŞHİS

Erkek toplumuz ya; belitmek istedim. Erkek beyni 13 yaşlarindan itibaren penis başı içerisindedir. Dolayısıyla çok küçüktür ve kifayetsizdir. 20 yaşlarından itibaren beyin, kalbin içine yerleşir; bir parça büyümüştür ve kifayetsiz de olsa karar alabilme yetisini kazanmaya çalışmakta ve kalbin alacağı kararları etkilemeye çalışmaktadır. 30'undan sonra ise beyin daha da büyür ve kafatasının içine yerleşir. Artık beyin vücudumuzun diğer tüm organlarına hakimiyet sağlamıştır ve kararlar bu beyin tarafından verilmekte, vücudumuz bu beyin tarafından yönetilmektedir. 50'sine gelinince ise, beyin yine küçülür ve penis başının içindeki yerine geri döner. Bunun istisnaları yok mu? Elbette vardır. Ana rahminden itibaren beyni başının içinde konuşlanan ve doğumundan ölümüne kadar orayı terketmeyen kimi erkekler vardır ki; Onlara şan olsun. 23 Mayıs 2019

MASKE MACERALARIM - 27 - MİZAH - YAZI

Sanıyor musunuz ki maske maceralarım Corono ile başladı. Değil. Kendimi bildim bileli (kendimi ne zaman bildim, yada gerçekten bildim mi bilemiyorum ama, epey oldu sanırım) pek çok maske macerası yaşadım. Bu maceralar daha önce maske maceralarım 3711’de, '4 maske 5' yüz başlıklı yazıda belirttiğim gibi insanların doğal ama değişik yüzleriyle ilgiliydi. Birini aktarayım size. Sanırım 22 yılı geçmiştir. Ayten’le birlikte mütevazi bir ofis-ev dekorasyon firması kurmuşuz, anahtar teslim işler yapıyoruz. Müşterilerimizden birisi de, bir araştırma firması. Ofislerini 5-6 katlı nispeten daha görkemli bir binaya taşıdılar. Ancak kiradan çıktıkları mevcut binayı, sözleşme gereği   mal sahibine aldıkları gibi tertemiz ve tadil ettikleri kısımları eski haline getirerek teslim etmeleri gerekiyor. Genel Müdür çok ciddi bir adam, yanında gülümsemeye çekiniyorsun. Öylesine çalım... Bizi çağırdı haspam. İş kaçırmamak için, biz de ciddiyet maskemizi takınıp gidiyor...