& İADE-İ İTİBAR İMZA - YAZI
İade-i itibar diyerek girelim söze.
Ve kastımız nedir kısaca açıklamaya çalışalım.
Bilirsiniz...
18 yaşından küçüklerin imzalarının hiç bir kıymet-i harbiyesi, yani hukuki bir dayanağı, geçerliliği yoktur.
İtibarı yoktur kısaca.
16 yaşlarindan itibaren hukümsüz bir imzam benim de vardı elbet.
18 yaşlarından sonra ise uzunca bir zaman diliminde, bizzat kendimiz, kendi irademizle 'itibardan düşürdük' imzalarımızı sanırım; hükümsüz kıldık.
Bırakın imzayı, yazılarımızı bile gözlerden uzak yazar, muhatabı okuyunca yakar, imha ederdik.
Bazen şifreli de yazdığımız olurdu tabii.
Ve hatta bazen limonlu suyla yazardık ki, görunmez olsunlar, muhatapları dışında okunamasınlar.
O koşullarda imza kullanmak ise, kendimizi ateşe atmaktan farksızdı ve bu nedenle imza yasağı kendimize koyduğumuz yasaklardan birisiydi
Yani o dönemlerde de imzamızın bir itibari olmadı-olamadı maalesef.
Daha sonralari ise, yaklaşık 20 yil boyunca ne bankalar, ne devlet katı- kurumları, ne nüfüs idareleri, ne şu-bu imzamıza zerre itibar etmediler.
'Sen yoksun kardeşim, imzan da olamaz, çünkü kayıtlarımıza göre ölüsün' dediler.
Hayatımın o döneminde de, kimliksiz-imzasız, kaçak-göçek, bir haymatlos olarak geçirdim yılları.
18 yaş öncesinde yanimızda ailemiz vardı. Sonraki dönemlerde bazi dostlarımız ve yoldaşlarımız oldu yanıbaşımızda.
Son 20 yılda ise bazı yakınlarım ve Ayten...
O gözüpek kadın bir vefa borcunun adıdır benim için.
Sanırım bu sozcük bugünkü sözlüklerde pek yer almıyor.
Bunun için ya çok eski lûgatlara bakmalısınız ya da google'da kelimeyi taratmalısınız.
Kelimenin anlamını bulursanız, ne demek istediğim daha net anlaşılabilecektir.
Her neyse...
O kadın benim, 'yaşarkan ölü olduğum', hayatımın kimliksiz-imzasız 20 yılında hep yanımdaydı.
O öldüğünde ise, doğaldır ki ben yanindaydım..
Neyse, konuyu dağıtmayalım.
Bugün İzan Yayincılığın düzenlediği imza günündeydim.
Bunca yıldan sonra imzamı meşru ve itibarlı kılan sevgili 'cürüm'üm Ahmet İzan'a teşekkür ederim.
Ancak bir konuda uyarmadan da geçemeyeceğim sizleri.
Ben bir Mark Twain ya da Hemingway değilim.
Öyle olsaydı imzam çok para edebilirdi.
Şimdi imzaladığım şu kitabı bir açık arttırmaya sokarsanız eğer, parasal bir değerinin olmadığını göreceksiniz.
Ve belki kitabı aldığınız paraya bile satamayacaksınız.
Yıllar sonra para eder mi, bilmem.
Etse bile, biz hayatta olur muyuz, onu da bilmem.
Bu nedenle kitabı satın almakla gösterdiginiz cesaret, risk ve nezaket icin hepinize teşekkür ederim.
Ve hiç bir müzayedede paha biçilemeyecek- ölçülemeyecek sevginizi bana gösterdiğiniz icin...
Varolun...
Not,: Fotoğraflarını bulamadığım dostlarımdan özür dillerim
Yorumlar
Yorum Gönder