> HOŞÇAKAL DELİKANLIM - ŞİİR

devrim için çıkmışız yola
bayraklarımızda orak çekiç
marşımız işçi marşı
marşımız enternasyonal

Paletler altında kanlandı 1 Mayıs
Taksim meydanında vuruldu yoldaşlarım
suikast silahları mevzilenmiş pencerelerinde
göğe uzanan hain siperlerin
kurşun sağnağı altında sniperlerin
zihnimiz bembeyaz dolunay
henüz doğmuş şaşkın bir tay
filinta
isyankâr
taze nasırlı sağ yumruklarımız havada
yolumuz balçık
yolumuz diken
nallamışız ayaklarımızı
çivilemişiz topuklarımıza

kanla harmanlamışız terimizi
onurumuzu katık etmişiz
taşımak için sırtımızda yarınları
ilkesi yapmışız mücadelemizin
bilimsel gerçekliği

değildi yoldaşım değildi
yarınlar hayal değildi
Hüseyin’im değildi
Çorum’un bağrında yangın cayır cayır
yarınlar düşman değildi
lâkin civa misali
yarınlar ağır
yarınlar prangalıydı yarınlara
oysa tecrübemiz yarınlardı yalnızca
bilinsin ki değildir kamburdan
sırtımız eğriyse bugün

yolda kesilmiş soluğumuz
tamamlanamamış masalımız heybede
çakımızın yanında
İsveç malıydı çakılarımız
koruyamadı bizi şarapnellerden
ultra otomatiklerden

kırılmış bacaklarımız
bilirim atları vurur akiller
vurmuşlar tenha köşelerde
düşsel kahramanlar olmuşuz
ziftli zifir gönüllerde

DAL mahzenlerinde yerimiz hazırdı
bire iki dört can
binlercemiz zulüm kafeslerinde
onbinlercemiz ilticacı
toprağından
kavgasından azade
yabanıl
kapital ellerde
çürümüş cesetlerimiz
soğuk ve kanlı sularında Meriç'in
kimimiz düşmüşüz
özgürlük diye haykırırken
Filistin cephelerinde
değil gönül zoruyla değil
karşılıksız
bir an bile düşünmeden ölümü

defnimiz olmamış hiç
kalabalıklar kaldırmamış cenazemizi
kanatlanırken ruhlarımız
kuş bedenlerimizden
güvercin kalbiydi temiz
gelecek denilen geçmişe
hayat denilen ölümden

meğer bize yakışmazmış çim pistler
kaygan ve yumuşak döşekler
oysa bizim içinmiş
mimarisi soysuz
yerin dibindeki zindanlar
tabutluklar
çöpe atılan cesetler

yerlerdedir yitik ideallerimiz
çıplak ayalarımız ceplerimizde
evrilmişiz buemarang etkisi
Freud'a ve şaire rağmen
evrim sürecinin tersine
geçmişin bilinmez merhalesine
orkestramız susmuş
pişmanlık bilmez dillerimiz
kopmuş

avunamamışız ah
avutulamamışız
masal gibiymiş
bütün güncel masallar
yalanmış
rantçı
tekçi
riyakâr
mazideki coşkularımız
yıldızdır göklerde şimdi
kimi ışır kimi kararır
kimi sönmüştür çoktan
ölüm süpürürken hayallerimizi
insan girmez meydanlarından İstanbul’un
İnsan girmez Taksim Meydanı'ndan

vazgeçmişiz güneşin zaptından ey hayat
şairim gücenme bana
affet çocuk affet
toplayın mirasımızı
bırakmayın çöplerde
bir de
soldurmayın ne olur
izinsiz yakanıza iliştirdiğim
kan kızıl karanfilleri

hoşça kalır mı gözyaşlarım
utanır mı kendinden
hoşça akar mı bilmem
bırakın süzülsün
acıtarak yanaklarımı
yaksın tenimi
revadır bana acılarım
revadır salgın ölümler

hoşça kal delikanlım
hoşça kal filinta isyanım
kavuruyor güneş
ahh
ahh
ahh
Aylan bebekler beklerken beni kumsalda
hoşça kal yavrum

12.11.2019

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANDIRA'LI BİR ÇİNGEN - MUSTAFA KANDIRALI - YAZI

MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ

MOMMY MOMMY - YAZI

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

> BABAYIM BEN - ŞİİR

BİR YALAN TAKTİK - İYİ POLİS - YAZI - POLİTİK

HAY BEN BÖYLE TOPLUMUN - KISA YAZI