BEN EDEBİYATÇI DEĞİLİM - YAZI
Birileri bana 'edebiyatçı yaftası' yapıştırmış.
Tek gün olsun düşünmedim.
Değilim.
Edebiyattan anlamam.
Ben şiirler yazarım gönlümce.
Hikâyeler yazarım, yazılar yazarım.
Ve yararlı olanı, ama seçerek okurum.
Edebiyatçıymış, edebiyatmış, değilmiş bakmam.
Oysa edebiyatçı, hayatının merkezine sanat olarak edebiyatı koyan kişi değil midir?.
Benimse böyle bir derdim yok.
Edebiyatın ne ettiğini umursamam.
Yaşadıklarımı, yaşananları, düşüncelerimi, duygularımı...
Yazarım.
Ve fakat yazdıklarımı, edebi akımlara, ekollere, katagorilere sığınmadan, üslûbu, imlâ ve yazım kurallarını kendimce yorumlayarak, harflerin, kelimelerin kökenlerine inmeden, Arapça, Türkçe, Farsça, İngilizce hangi harf ve kelime anlamı en iyi ifade edebiliyorsa onları tercih ederek, zerre edebi kaygılara kapılmadan ve çoğu kez anlık ve akışında, çoğu kez yazıp bir daha okumadan ve hatta unutarak, kimin alıp, hangi adla kullanacağına aldırmadan, parasal karşılığı var mıdır, yok mudur ilgilenmeden ve çoğu zaman imzasız ve tarihsiz, ama sadece beni tatmin ettiği için, özgürce yazarım.
Benim amacım, sadece estetik duygular uyandırmak değildir okuyucuda.
Okuyucu diye bir kaygım da yoktur aslında.
Yazdıklarımın has okuyucusu benim.
Edebiyatın ilkelerini, kurallarını bilmem.
Tersine kurallar içine hapsolmuş yazıların içtenliğinden, dürüstlüğünden şüphe duyarım.
'Sanat değeri' de taşıması gerekmiyor yazdıklarımın.
Benim gözüm nasıl görüyorsa, odur benim sanatım.
Ne bireyseldir, ne klasiktir, ne hümanisttir, ne romantiktir, ne realisttir, ne naturalisttir, ne sembolisttir, ne çağdaştır, ne rönesansçıdır, ne sürrealistir, ne empresyonistir, ne kübisttir, ne parnasisttir, ne fütüristtir, ne egzistansiyalistir, ne dadaistir vb. vb...
Çünkü bence hayatın kendisi topyekün sanattır...
'Bir dilin ürünü olan sözlü-yazılı yapıtların hepsine edebiyat' deniyorsa amenna.
Benimkisi olsa olsa 'edebiyat yapmak' olabilir lumpen tabirle belki.
Bir Sait Faik olamam.
Olmayı da istemem doğrusu.
Sait Faik de ben olamaz zaten.
Ve Orhan Veli...
Garibim Orhan Veli.
Bir edebiyat akımı içinde yer almış olması değiştirmiyor konuya bakışımı.
Almasa da değişen bir şey olmayacaktı; tanınabilirlik dışında belki.
Ve Oğuz Atay...
Edebiyatçı mıdır sizce?.
Ve Tutunamayanlar...
Hayatın ta kendisi değil midir?
Hayatın kendisi edebi değil midir doğumdan ölüme?
Edebiyat, şu-bu...
Hayatı, kalbinin süzgecinden geçirip yazılara aktarabiliyor musun?
Bir damla gözyaşına sayfalar sayfalar dolusu hissedebiliyor musun?
Anlık duygularını sonsuzlaştırabiliyor musun?
Gerisi teferruat...
Yorumlar
Yorum Gönder