Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EVLİYALAR YAPAMAZ, BEN YAPARIM - ŞİİR

yapamam sanırsın uçamam kanatsız öyle mi kolsuz bacaksız koşamam düşünemem yazamam evliyâ değilim yâr evliyâlar yapamaz ben yaparım 31.10.2019  

ÖTEKİ GÖZLE BAKABİLMEK TARİHE - YAZI

Bıraksan bazıları 'Gavur İzmir'i yakacaklar. Depreme yönelik psikopatların-sosyapatların tavrı, aşağıda önerdiğim kitapları hatırlattı bana. Ayşe Hür - Öteki Tarih - 3 cilt.. 'Okuyun' derim. Okuyun ki, bir de resmi olmayan, öteki gözle bakın olaylara. Sevgiyle...

DÜNYA TERSİNE DE DÖNEBİLİR - YAZI

Büyük ideallerin temelinde, küçük yalanlar vardır. Küçük yalanlar olmadan, büyük idealler gerçekleşemez. Ama bazen, büyük-çok büyük yalanlarla bile, büyük idealler hayat bulabilirler. Çünkü sürü psikolojisi bu yalanlara inanmaya yatkın ve meyillidir. Ki o zaman dünya, bütün iddialarının aksine, doğudan batıya, saat yönünde dönmeye başlayacaktır ki, bu da dünyanın sonu demek olacaktır.

İDEOLOJİ İBLİSLERİ - YAZI

Bir de ideolojilerin ibrisleri var maalesef. Dünyanın kendi ideolojileri etrafında döndüğünü, Allah'ın bu işi onlara bahşettiğini sanan ahmaklar. Kendilerinden değildir diye ölümlere zafer naraları atıyorlar. Ki bu da varsayımdır sadece. Bunlarda ne merhametin, ne vicdanın, ne de erdemin kırıntısı yok. Çünkü onlar gerçek psikopatlardır. Çünkü onlar gerçek sosyopatlardır.

BAŞKA İŞİN Mİ YOK SENİN? - YAZI

Bu Tarım ve Orman Bakanı'nın şovu nedir arkadaş? Sanki uzman psikolog. Gölge etme kardeşim. Tamam ilgilen. Ama bekleyerek bir kenarda. Bırak işin uzmanları işin gereğini yapsın. Ben Buse'nin yerinde olsaydım, 'Bakanım lütfen bana Arama Kurtarma ekibinden bir uzmanı verin. Lâk-lâk için ne ortamım, ne şarjım uygun değil' derdim herhalde. İç İşlerine mi oynuyor ne?

UTANMAMIZ GEREKİRKEN - KISA SÖZ

  Bunlar yine kurtardıklarıyla böbürlenmeye başladılar; ölenlerle utanmaları gerekirken...

EKMEK YİYEREK ZEKÂ ARTAR MI ACEP? - YAZI

Japonya'da deprem anında 'Evde kal' çağrıları yapılıyor. Yani toplanma alanları, yüksek şiddete dayanıklı, teknolojik yapılar. Bizde dışarıda bile, ancak evden dışarı ölmeden adımını atabilirsen toplanabileceğin, temel ihtiyaçlarının karşılanabileceği, güvenli alanlar yok. Galiba daha çook çook ekmek yememiz gerekiyor. Ekmek yiyerek zekâmız ne derece artar, onu da bilemem.

HELE SİZ DÜŞÜNÜN İSTANBUL DEPREMİNİ - KISA SÖZ

  Bütün kaynaklar savaşa, füze, silah, silah araçları ve mühimmata aktarılırsa, hele siz düşünün İstanbul depremini.

ÇÜNKÜ ONLAR ANNEDİRLER - KISA SÖZ

Annelerden kayıp çocuklarına çağrı: 'Böreği fırından çıkarttım, çayı demledim. Nerdesin?' Çünkü onlar, çocuklarının ölümünü asla kabul edemezler.

BRE ALÇAKLAR - YAZI

Ölü sayısı az diye şükredenler var. Bunu bir de ölenlerin çoluğuna-çocuğuna, yakınlarına söyleyin alçaklar. Kendi yakınlarınızı kaybetseydiniz, şükür mü edececektiniz sanki. Şükürmüş... Ölümün şükrü mü olurmuş? Siz kendi kurtuluşunuza şükredersiniz.

> KALBİMİN EBEDİ TUTSAĞISIN - ŞİİR

ah Furuğ sen eril kafesteki kadın ben dişil kafesteki adam koyamam seni koynuma dokunamam etten kafesimdedir adın dilbaz olsa da parmaklarım kalbimde suskundur kelimeler aklımda sen Furuğ fikrimde sen aklım fikrim prangadadır oysa kalbimin ebedi tutsağısın

CUMHURİYET - YAZI

Cumhuriyet, ancak her alanda demokratik gelişmeleri, din, dil, ırk ayırmadan hayati temel insan hak ve özgürlüklerini, fikri ve fikrin örgütlenme özgürlüğünü, kimsesizleri, evsizleri, bütün gençleri, yaşlıları, çocukları ve kadınları ve hayvanları ve dahi bütün canlıları kucakladığında ve bütün yurttaşlar yardımlarla değil, kendi emeklerinin gelirleriyle geçinebildiklerinde, dinin örgütlenmesinden uzak durduğunda, uğruna yaşanılabilecek-can verilebilecek kadar değer kazanacaktır.

KİMSESİZLERİN KİMSESİ - KISA SÖZ

'Hayat hayal kırıklıklarının yekünüdür' demiştik daha önce. Ya Cumhuriyet? Cumhuriyet, 'Kimsesizlerin Kimsesi' olmayacak mıydı?

VE O GÜN SOKAKLARDA DANSEDECEĞİM - KISA SÖZ

CUMHURİYET HALKIN OLMALI ELİTİN DEĞİL VE O GÜN SOKAKLARDA DANSEDECEĞİM 28.10.2019

DOSTUM YETER Kİ GEL! - KISA SÖZ

DOSTUM YETERKİ GEL OKUMADAN İMZALAYABİLİRİM BÜTÜN YAZDIKLARINI (Sarıyer 'delisinin' bana hatırlattıkları) 28.10.2019

HOOO - YAZI

Siz... Umreye gidişi yasaklamayacaksınız virüs döneminde... Camileri son raddeye kadar açık tutacaksınız ibadete... Topladığınız kalabalıklardan böbürlenip mitinglerinizden asla vazgeçmeyeceksiniz... Ayasofya'yı ibadete açacaksınız yüzbinlerle... Türkiye tabiplerinin temsilcisi TTB'yi dışlayacaksınız virüs mücadelesinden... 16.000 insanın temsilcisi İstanbul Belediyesi'ni kendi siyasal aidiyetinizden değil diye almayacaksınız toplantılarınıza... 'Bilim kurulu'nun' gerçekleri açıklamasını engelleyeceksiniz... ................................ Eeeeee... Bütün bunların sorumlusu ben miyim? Bu nedenle meydana gelen ve kimbilir kaç can olduğu bilinmeyen kayıpların sorumlusu ben miyim? Hooo... Ağır olun ağır!

> SEVMELERİMİZDİR KALAN -ŞİİR

kibir kalıyor mu geride düşmanlık kin öfke gurur kalıyor mu gurur sevdiklerimize kan kusturduğumuz önyargılarımız hırslarımız kalıyor mu fesatlıklarımız kötülüklerimiz kalıyor mu hastalıklı tutkular patolojik duygular saldırganlıklar aşağılamalar hakaretler sövgüler kalıyor mu yalanlar kandırmacalar sahtekârlıklar mazoşistçe sadistliklerimiz hepsi bizimle gelmiyor mu öldüğümüzde kalan sadece sevmelerimizdir kalplerinde sevenlerimizin 28.10.2019

YAZMASAM KUDURURUM - YAZI

Ben ne yazayım şimdi. Yazmasam kudururum. Yazsam, bilirim kızanlar çok olacak. Olsun kudurmaktan iyidir. Elbet Cumhuriyet Monarşiye göre her şeydir. Kutlu olsun. Fakat Kapital Cumhuriyeti, Emek Cumhuriyeti karşısında hiç birşeydir.

VAZGEÇEMEDİĞİM - YAZI

Vazgeçemedigim üç Ahmet'ten birinin doğum günüymüş bugün. Ahmet Kaya... İsyan dolu, sevda dolu, hüzün dolu şarkılarının, 12 Eylül sonrasından bu yana bende yarattığı etkileri, sanırım gözlerimi son kez kapatana kadar kalbimde yaşatacağım.

GÜLÜP GEÇİYORUM ARTIK - YAZI

Yine haberlerde, İsmail Dümbüllü'yü aratmayacak komiklikler... 'Yurtta sulh, cihanda sulh ilkemizdir' dedi birileri. Ya olmasaydı... Vah halimize! Bizi boşver, bunlar kendine yalancı. Kızmaya dermanım yok. Gülüp geçiyorum artık.  

> KİMSE YOK MU? - ŞİİR

türküler sevda anlatırlar ayrılık acı anlatırlar ölümüne bağlılık ‘Kara Tren Gecikir’ gecikir de vazgeçmez bekleyerek ölür hasret yüküyle sevdalıklar söyleyin a dostlar gecikirse benim de kara trenim ki hiç gelmeyecektir kanaatim ben kimi bekleyeyim ben kime ağlayayım kime bağlanayım bağlanacak ip mi kaldı bende soran yok ipim olsa da dayanır mı bilen yok ipsizin biriyim belki belki sapsızın biri neyle bağlanayım nasıl bağlanayım bağladıkça çözülür düğümlerim bağlanırım gider bağlanırım kopar bağlanırım geri gelmez kara tren bağlanırım göçer be hey be hayat vermezsin izin bağlanayım tek gelmişim şu virane dünyaya virane yaşamışım virane gideceğim bir iguana gibi durduğum yerde öleceğim belki balonlarımı yakalar da çocuklar patlatmadan o zaman belki ben de sonsuzluğa bağlanacağım hey kimse yok mu kimse yok mu kimse kim se yok yok yok mu gönülden zihinden ölümüne yok kimse yok çocuklarımdan azade bağlanılabileceğim  

NE GEÇERSE GÖNÜLLERDEN - YAZI

Hayat sanki ölmek ve öldürmekten ibaret. Sistem kavgaları, ırki kavgalar, din kavgaları, toprak kavgaları, terör... Başarı, yok etmenin boyutuna eşdeğerdir artık. Yanlış zamanın aktörleriyiz. 'Güzel günler göreceğiz çocuklar' demişti şair. Şairin çocukları olarak bizler göremedik. Bizim çocuklarımız görebilirlerse ne alâ. Ölümün değil, hayatın kutsandığı... Güzel, çok güzel günler... Bunca acıların içince kişisel hissiyatımı aktarmaya utanır oldum. Ancak bitecek gibi değil. Bu ölüm temalı zihniyetler kolay kolay değişebilecek gibi değil. O halde beklemek abes. Yazmalı... Ne geçerse gönüllerden. Biraz sonra paylaşacağım şiir ya da her ne ise ona ön hazırlıktı bu yazdıklarım. Sevgiyle kalın.

BİR 'DELİNİN' HASRETLİĞİ - YAZI

Adam 'mahellenin delisi' dediklerinden. Ben böyle tanımlamak istemezdim ama, alışılagelmiş bir söylem olduğu için kullanıyorum. Kimbilir belki bir şizofren. Sürekli buralarda koşar adımlarla yürüyor, aynı yerlerde dolaşıyor. Oturduğunu hiç göremezsiniz. Ayakları yaz-kış çıplak. Ve kirden simsiyah. Üstü-başı yırtık-pırtık.. Çok zararsız, kendi halinde. Ancak çok önemli bir özelliği var ki; sürekli koltuk altında günlük gazete taşıyor. Gün bitiminde gazeteyi kanalizasyon mazgalına atıyor. Ertesi gün başka günlük gazete... Hep düşünmüşümdür, 'acaba gazeteyi okuyor mu?' diye. Şimdi okumasa bile, geçmişte çok okuduğu belli. Bazen de elinde bir kağıt kalem, bir şeyler yazıyor, ya da yazmaya çabalıyor. Nerede barınır, karnını nasıl doyurur, bilmiyorum. Sarıyer'de tanımayan yok kendisini; ancak biriyle konuştuğuna hiç tanık olmadım. Şimdi sizlere, bugün Köpük'ü gezdirirken tanık olduğum ve şok olduğum bir davranışını aktaracağım. Belli ki kitap olacak bir süreç yatıyo...

AH ÇOCUKLUĞUM - YAZI

Resim
Ofisteyim. Çalışmaya çalışıyorum. Bir yandan da Cezair asıllı Fransız şarkıcı Enrico Macias'ı dinliyorum. Fransız mallarına boykot, Enrico Macias'ı dinlemeyi de boykot değildir sanırım. 'j'ai quitte mon pays - Öyle bir geçer zaman ki' Ah çocukluğum. Tandoğan meydanındaki, tahta sandalyeli, açık hava Ordu Evi Sinema'na götürürdü annem sık sık bizi. Gazoz içer, çekirdek çitleyerek film izlerdik. Bir de aralarda yaşıtımız güzel kızları arardı gözlerimiz. Bugünkü açık hava sinemalarına benzemezdi o günküler. Gideceğimiz gün heyecanımı dizginleyemezdim. Fim izleyeceğim için değil. Film öncesi ve antraklarda çalan Enrico Macias şarkılarını dinleyeceğim için. Öyle bir sevdaydı ki benimkisi. Hele... 'j'ai quitte mon pays.' Ah çocukluğumun unutulmaz çocuksulukları... Bir şarkıya aşık olabilecek, hayaller kurabilecek kadar yüce duyguları... Ah çocukluğumun masum heyecanları... Ah çocukluğum... Ah...

KAPKARA BİR BULUT - ŞİİR

geceyi dinliyorum dudaklarımı yakıyor tılsımlı çayın sıcaklığı kapkara bir bulut yayılıyor yok olan arzularla kapkara bir bulut ellerim titriyor temasıyla gecenin kapkara bir bulut gece çay ve ben uzaklarda kapkara bir bulut 26.10.2019

> BALONLARIM 2 - ŞİİR

Resim
sabah kalkmışım kuşlarla yanımda renk renk balonlarım içinde umutlarım diğer yanımda Köpük kendime gelmeyi beklemişim uzanmışım telefonuma mesajım cevap bulmuş mu aşkım darağacından kurtulmuş mu öksüz bütün yazdıklarım patlıyor güzide kırmızı balonum çay yapmalıyım beynimin dermanı lânet olası çay kalmamış koşuyorum panikle cüzdanımda akçeler tükenişte patlıyor mavi balonum Kahvaltı hazırlamalıyım çoluk çocuğa pardon çoluksuz çocuğa yeşil balonum da gidiyor elden keyifsizce bir kahvaltı haberleri açıyorum tanklar toplar füzeler can götürürler ölüm getirirler bomba şiddetinde patlıyor siyah balonum bizim siyasiler ne ediyorlardır ki şimdi bakmayacağım usta üç balonumu daha kaybedemem bu kaosta balonlarımdan söz etmiştim daha önce bir yerlerde gerçi hatırlarsanız dişlerimi kırarım neyse boşverin şimdi onları hayat gailesi zaten patlatacaktır balonları para kazanmak için düşmüşüm yola randevusuna gelmiyor beyzadem bre tok, pislik adem maalesef böyledir adamgiller genelde sarı balonum da ...