EYLEMSİZ DÜŞÜNCE KATİL-TERÖRİST OLABİLİR Mİ? -YAZI - POLİTİK

Evrensel kavramlar değişti.

İnsanca değerler bakımından, Fransız ihtilâlinden bu yana en hızlı değişim bu dönemlerde yaşanıyor; 

Bir hatırlayın.

Niçin yapılmıştı Fransız ihtilali?

İnsanoğlu o dönem hayat bulan değerleri bayraklaştırmadı mı bu güne kadar?

Ama son dönemlerde, yeni kavramlar icat ediliyor artık.

Ortaçağlara mı dönüyoruz? 

Daha gerilere, daha gerilere mi belki?

 

Niçin okutursunuz o halde tarih derslerinde bize?

İnanmadığınız, onaylamadığınız değerlerin önemini niçin öğretirsiniz ve sokarsınız kafalarımızın içine?

Niçin?

Gelebilecek tepkilerden mi korkarsınız?


İnsan hak ve özgürlükleri...
Düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü...

Örgütlenme özgürlüğü vb...

 

Nedir düşünme?
'Uzay ve zamanın ötesinde, bedenimiz, organlarımız ve duyularımızla algılayamadığımız, kendiliğinden var olan mütalâa, fikir, ide, idea...'
Olay , durum ve kavramlar üzerinde çözümleyici ve birleştirici işlemlerde bulunmaya olanak sağlayan kavrama ve açıklama yetisi...'
'İnsan beyninin anlık ve us yardımıyla nesnel evreni yansıtmak üzere oluşturduğu kavramlar, yargılar, kuramlar vb...'

Hangisini seçerseniz seçin.

Ve hatta isterseniz kendiniz tanımlayın.


Ya ifade?

Hadi örgütlenme, sonraki safhasıdır bunların.

Ama düşünmeme ve düşündüğünü ifade edememe mümkün müdür beyni olan insan için?

Ne düşündüğün önemli bile değildir oysa. 

Beynin bütün üretimi düşünme-düşünce değil mi?

Beyin düşünme ve vücudumuzu yönetme dışında ne yapabilir?

Silâh kullanabilir mi örneğin?

Silâh kullanma talimatı verebilir, ama kendisi kullanamaz.

Öyle değil mi?

Ne düşünürsen düşün.

İyi, kötü, güzel, çirkin, beğen, beğenme...

Hepsi düşünce değil mi?

Peki ne ifade ettiğin önemli mi?

Nasıl ifade ettiğin, yani üslubun çok önemli olsa da, ne ifade ettiğin önemli değildir.

Nasıl ifade ettiğin önemlidir çünkü, ifade ederken başkasının özgürlük alanlarını ihlâl etmemen ve şahsiyetlerine tacizde bulunmaman gerekiyor.

Birlikte yaşayabilmenin temel koşuludur bu.

Düşündüğün-düşüncen özgürse, niçin ifadesi özgür değil? 

Düşüncenin ifadesi nasıl suç kabul edilebilir ki?

"Beyninde sakla, açığa çıkarma" deniyor.

Bu mümkün mü?

Beynimizin kıvrımları arasına bantlayabilir miyiz düşüncelerimizi? 
Ya da yapıştırabilir miyiz Japon yapıştırıcıyla, terkedemesin diye beynimizi?
Düşündüğümüz an terketmiştir oysa.
Sadece dillendirilememiştir o kadar.

Diyelim ki, katletmeyi düşünebilecek kadar psikoparsın.

Ve bunu ifade ediyorsun.

Etmiyorlar mı televizyonlardan?

"50 kişilik listem hazır. günü geldiğinde..."demiyor mu kadının biri?

Burada tehdit ve eyleme geçmek için bir hazırlık söz konusu olabilir pekâla ama, kimse onu seri katil olduğu için yargılayamaz.

Potansiyel bir katil olabilir, ancak mevcut durumda değil.

Bir katil adayı belki, ama şimdilik değil.

Böyle bir iddiada da bulunan yok zaten.

Yani hastalıklı bile olsa düşüncen, ifade ettiğinde bir seri katil muamelesi görmüyorsun.

Neden?

Çünkü eyleme geçmiş değilsin.

Ne zaman ki eyleme geçersin, o zaman.

Yani düşünce özgürlüğünün sınırları ancak düşünceyi eyleme sokunca kalkıyor. 

Eyleme sokmadan düşünce, sadece düşüncedir.

Düşündüğün katletmekse ve eyleme geçiyorsan; dikkat sen bir katilsin dostum.

Eyleme geçmiyorsan katil olmayı düşleyen bir hastasın şimdilik.

Tıpkı psikopat o kadın gibi.

Tedavi edilmezsen neler yapabileceğini açıkça ifşa ediyorsun zaten.


Hangi birimiz hiç sevmediğimiz kişiler için 'ölse de kurtulsak' diye düşünmedik ki?

Açıklayamadığımız gizli-açık niyetlerimiz, dileklerimiz olmadı mı?

Bu nedenle adam öldürmeden yargılananlar var mı?

'Deme'lerle katil olunamıyorsa; 'deme'lerle terörist  olunabilir mi?

O şunu dedi, katil.

O şunu dedi, terörist.

O bunu dedi, terörist.

O şunu fikren destekledi, hain.

Yok artık!

Deme'lerle katil olunamaz kardeşim. 

Terörist de olunamaz elbette.

Bunu teslim etmekten başka bir çare yok.

Deme'ler sadece düşüncenin ifadesidir çünkü.

Ve düşünce, ne yaparsan yap asla engellenemez.

Eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur bu.

Ne yaparsan yap, nasıl bir baskı uygularsan uygula, istersen işkence yap, engellenemez.

Ancak yasak ve yaptırımlarla ifade edilmesini önleyebilirsin ki,  bu da insanı giderek şişirir ve gün olur, volkan patlaması gibi çıkıverir düşünceler açığa.

Yani beynine gömebilirsin insanların düşüncelerini, geçici olarak.

Ne zaman ki, silahı alır eline, ya da bir örgüte katılır; somut, maddi destekler sağlar, ya da  geçer eyleme...

Ancak o zaman yaptırım uygulayabilirsin.

Çünkü bu durum, hastalıklı bile olsa, düşüncenin hayat bulmasıdır.

O örgütü fikren desteklemek, bu örgüte fikren sempati duymak terörist olmak için yeterli olabilir mi?

Bütün dünya Filistin Kurtuluş Örgütü'nü terörist olarak ilân ettiğinde, ilân edenlerden milyonlarca fazlası desteklemiyorlar mıydı bu örgütü?

Kimi kurumlar, devletler bile...

Destekçilerin hangi biri terörist olarak yargılandı?

Kaldı ki zaman içinde FKÖ'ye yönelik bu teşhis de değiştirilmedi mi?

Uçak kaçıran 'terörist' Leyla Halid, bugün dünyanın gözünde saygın bir kadın olarak, şurda-burda konfereanslara (ki bir söyleşisinde ben de bulundum) katılmıyor mu?

Düşünce hastalıklıysa, bu durum terörist olmak için yeterli midir?

Belki de hastalıklı olan karşıdakinin değil, bizim kendi düşüncemizdir.

Olamaz mı?

Dünyada kaç milyon kişi Che Guevara'nın düşünce ve eylemlerini benimsiyor düşündünüz mü?

Oysa genellikle egemenler onu uluslararası bir terörist olarak kabul ediyorlar?

Ya Deniz'ler?

Terörist-anarşist oldukları için asılmadılar mı?

Kim inandı?

Kim inanıyor halihazırda?

Peki Che'nin ya da Deniz'lerin bunca destekçileri de terörist mi?

Bunca insan...
Küba ve diğer bazı devletler.
Yani milyonlar...

Terörist mi?

Onlar bile bunun düşünme özgürlüğü çerçevesinde bir destekleme olduğunu biliyorlar.

Müdahale edebilseler ederlerdi ama, edemiyorlar.

Gün gelince edecekler, hiç merak etmeyin.

Peki, şunun terörist dediğine, diğeri terörist demiyorsa...

O zaman ne olacak?

Herkesin kafasında, çıkarları doğrultusunda farklı algılar oluşmuyor mu?

Düşünün ki her iki tarafta da, milyonlarca insan yer alıyor.

Tam bir kamplaşma yani.
Bir taraf, 'terörist' diye nitelendiriyor, diğeri tam tersi.

Hangisi haklı?

Hangisi hangisinin gözünü oyacaksa o mu haklı olacak?

Değil.

Düşünmek suç değil.

Elindeki argümanlarla çürütmeye çalışacaksın karşı tarafın tezini; bunun başkaca yolu yok.

Çünkü eyleme geçirilmemiş düşüncenin terörist olabilme ihtimali hiç yok.

Düşüncenin eyleme bürünmüş halidir, senin eylemci olarak suçlayabileceğin ancak.


Bir işin silahsız başarılamayacağını iddia eden biri, ancak düşüncesini açıklıyor olabilir.

Ancak silahı eline alıp eyleme geçerse işin rengi değişiyor.

Biri düşünce özgürlüğü, diğeri suç oluyor.

Eee o halde niye?

Bunu kendileri de bilmiyorlar mı?
Biliyorlar elbette ama, dedik ya insani değerler deforme ediliyor günümüzde.

Önemli olan insanlar ya da toplum değil, sistem.

Ve özgürlükler sisteme zarar veriyor artık.

Düşünce onu değiştirmeye, yıkmaya çalışıyor.

Ve zaman zaman düşünce eyleme geçiriliyor.

Örneğin "Kapitalizm yıkılsın" demek suç olabilir mi?

Ama yıkmak üzere eyleme geçersen en ağır yaptırımlarla karşılaşırsın.

Gerçi Hitler döneminde düşünce plânında kalsa bile "Hitler iktidardan indirilmelidir" diyen olabilmiş midir acaba?

Hiç sanmıyorum.

Çünkü öyle düşünmek bile terörist olmak için yeterli değil miydi?
Totaliter rejimlerin farkı da bu işte.
Sanırım bütün dünya hızla bu yöne doğru gidiyor.

Söz konusu olan iktidarsa, düşünce falan boş.

Destekçiysen tamam.

Muhalifsen terörist olmayı göze alacaksın.

Bu nedenle değerler eğilip, bükülüyor, değiştiriliyor, ve insanoğlu bu yeni ve ağır baskıcı yöntemlere alıştırılmaya çalışılıyor.

Sonuç nasıl mı olacak?

İktidarı elinde tutanlar daima vatansever.

Diğerleri katil, hain, terörist...

İktidardan düşerlerse, bu kez de tam tersi olacak.
Düşünce özgürlüğü diye bir şey yok. 
Düşünmeyeceksin, düşünceni açıklamayacaksın.

Yaşarken öldüreceksin beynini.

Çünkü ancak ölü beyin düşünemez.

Tarihin, zamanın işleyişinin  tam tersine doğru bir gidiştir bu.

Ve görünen o ki, istisnası olmayacak.

Dünyanın büyük bir çoğunluğu için yaşam hakkı tarih kitaplarına kaldırılacak..

Hiç şüphe etmeyin.

Fransız İhtilali de kaldırılacaktır.

Ve insanca değerler için verilmiş bütün mücadeleler.

Ya da uydurularak yeni sistemlere, o şekilde şırınga edilecektir çocuklara.

Çünkü bütün insanca değerler, hızla çöp olmaktadır günümüzde.

Karşı duruş ve çıkış ise, hiç de yeterli değil. 

 


Kafatası, Kafa, Yıldırım, Dallanma



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANDIRA'LI BİR ÇİNGEN - MUSTAFA KANDIRALI - YAZI

MİLİTARİZM, ASKERİ DARBELER, DEVRİMLER - YAZI - SİYASİ

MOMMY MOMMY - YAZI

DAHA 13 KERE İNTİHAR EDEBİLİRSİN - YAZI

> BABAYIM BEN - ŞİİR

BİR YALAN TAKTİK - İYİ POLİS - YAZI - POLİTİK

HAY BEN BÖYLE TOPLUMUN - KISA YAZI