Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖNSÖZ - ÖNSÖZ

Bir 'önsöz' buldum sararmış kağıtların arasında. Niçin kaleme alınmıştır, neyin önsözüdür hatırlamam, bilmem. Ama zaman zaman sizlerle paylaşacağım sararmış hikâyelere de 'önsöz' olsun istedim. Kimbilir, sonsöz'ü söylemek istemediğimdendir belki. ÖNSÖZ "Çok yalnızım" demiş adam. Gözleri dolu doluymuş. Videoya uzanmış, ithal-porno kaseti koymuş ve ağzı kulaklarında, gömülmüş metresinin memelerine. Çocuk ağlarmış o sıra, kimbilir nerelerde? "Hani ya annem, hani ya babam?" "Yok be çocuk, öldüler... Aha şu yıkıntının altında" diyemezmiş hiç kimse. "Çok yalnızım" demiş kadın. Gözleri yıldız yıldızmış. Ve uzanmış penisine adamın, ucundaki zümrüt halkayı kapıvermiş dudaklarıyla. "Hoşçakal hayat" demiş delikanlılar. Bir dünya dolusu kalabalıklarmış yüreklerinde. Tam alınçatılarına yemişler kurşunu. Oracığa yığılmışlar. Çıldırırmış o delikanlılardan birisi için kadın. Mümkünü yok, onsuz yaşayamazmış. Ötekiyle birlikteyk...

VE HAYAT - KISA SÖZ

VE HAYAT... HAYAL KIRIKLIKLARIMIZIN YEKÜNÜDÜR ASLINDA.

> YİTİK - ŞİİR

Resim
Kudret Köksal 29 Haziran 2018 ' de paylaşılmış.  ·                                                                                                                                                    Bir zindan karası gecede yitirdim gözlerini Gözlerin Işık topuydu gözlerin Kızıla belenmiş bir güneş parçasıydı düşen Meyvaya durmuş bir umuttu Ağaçların devrilişinde Kırılışında dalların Gözlerin vardı Ve çoban yıldızı değildi gördüğün Kılıçların şavkıydı Saçılmış kayısılarda bilenen Seninse kavramaya bakardı gözlerin Gözlerin Bebeğim Türküdür bu...

> DEMEDİ DEME - ŞİİR

içimde endişeler biraz melankolik hey hat son demleri midir ömrümün son yaz-ı muhteşemi sanki zıkkım dolaştırırsın bedenimde paslaştırırsın ölümle ah ben gitmeden gitmesin kimse lâkin eğer giderse bakma hey hat dediğime ve benim yaratımımdır falan sakın küçümseme iki elimle öyle bir yapışırım öyle bir yapışırım ki çıplak değilsin ya mintanının yakasına ne cennet vaadiyle savuşabilirsin ne kurtulabilirsin gönderip cehenneme demedi deme

> SÖYLEME - ŞİİR

Resim
gördüysen ellerimi yılların yorgunluğunu ağırlığı sırtımda söyleme söyleme gördüysen gözlerimdeki karanlığı uzakları yakınları söyleme söyleme dillerimi dillerimin ucundaki hazin kelimeleri gönlümü gördüysen söyleme taşma noktasındadır beynimde hatıralar söyleme kırılgandır kalbim utangaçtır biraz söyleme söyleme sevgilere açlığımı insana dair hasretliğimi çağırmalarımı bağırmalarımı hezeyanlarımı söyleme söyleme üzülmelerimi ağlamalarımı onlar beni kendileri gibi sanırlar bilmezler insan olduğumu söyleme anlayamazlar

HEYY 65 YAŞ - ÇAĞRI

Resim
Heyy 65 yaş! Koçlarım, kuzularım benim. Sen birikimsin. Sen tecrübesin. Bil ki Corono virüsün müsebbibi ve sorumlusu sen değilsin. Anayasal hak ve hürriyetlerinin ihlaline izin verme. Uluslararası hukuktan doğan, ayrımcılığa ve ötekileştirilmeye karşı haklarından vazgeçme. Maskeni tak, sosyal mesafeni koru ve deniz kenarına git. Gecenin içinde, ışığın denizdeki dalgalanışını izle. Mehtaba karşı kadeh kaldır. En önemli değerin özgürlüğündür. Asla unutma. Şerefe!

KARDELEN - ŞİİR

Resim
"Gel deme" buyurunca Zeus' sana gel demeyeceğim susmak ölümümdür Kardelen ne sen ateş topusun ne ben Prometeus gitme gitme Kardelen sana gel demeyeceğim üşürsen adımı fısılda karanlıklarda bir stradivarius olup inleyeceğim gitme Kardelen gitme sana gel demeyeceğim sevmek savaşımdır Kardelen katil bir bıçak gibi suskun ve asi yangının ortasında bekleyeceğim sana gel demeyeceğim Kardelen Roma'da gladyatördü benim atalarım bense dilsiz bir tutsak ülkemde yani ne ben Spartaküs'üm, ne sen Astarte ülkem de tutsak Kardelen ülkem de sana gel demeyeceğim çarmıhlar bizim için Kardelen korkarsan isteme yüreğimi asla asla demeyeceğim sana gel demeyeceğim ama gel susmak ölümümdür Kardelen n'olur gel 29 Haziran 1987 - Ankara

DÜŞÜNMENİN BEDELİ - KISA SÖZ

düşünmenin bedelini ödedim hem de birkaç kez daha ne istersiniz çıkarıp beynimi kafatasımdan cız-bız yapmak mı?

> HER GÜN DOĞARIM YENİDEN - ŞİİR

bugün benim doğum günüm sormayın yaşımı kimi üçünde bir bebek  kimi bir delikanlı  onsekizinde kimi çokça bir ceset her gün her gün  ölürüm yeniden anka kuşu misali her gün her gün doğarım yeniden küllerimden bugün benim doğum günüm  sormayın yaşımı bilmem

> BANA İNSAN DESİNLER - ŞİİR

haziranın yirmibeşinde doğmuşum kimliğime tam dört ad yazılmış anamın babası, babamın babası babamın soy adı, babamın hülyası bense hiç birini sevmiyorum ne Mustafa Süleyman ne Kudret Köksal bana insan desinler insan sadece bunu istiyorum 25 Haziran 2019

İNDİRİN KEPENKLERİ - KISA YAZI POLİTİK

Avukatlar yürütulmez. Avukatlar dayak yer. Avukatlar açlık grevinde. Avukatlar öldürülür. Etkisiz eleman olmuş avukatlar. Savunamazlar müvekkillerini. Kapatın kardeşim hukuk fakültelerini. İndirin kepenkleri.

NE İŞİM VAR - ŞİİR

Resim
ah ben bu yaşta böyle çocuk biraz deli beynimi taşıyamam artık otur be adam oturduğun yerde uzat ayaklarını güne karşı ne işin var senin kırlarda ne işin var ağaçlarla yeşille  maviyle hayvan dostlarla aşkla yazmalarla ne işin var

> HOŞÇAKAL SARIYER - VEDA

Kürkümüzü sıyırmışlar mı bilmem? 15 yıl önce gürültüsünden, keşmekeşinden, betonundan, sıkışıklığından, grisinden kaçtığımız kürkçü dükkânına; Şişli'ye bir eksikle dönüyoruz. Ayten'i Sarıyer'de bıraktık, yeşillikler içinde. Yalılarını, konaklarını, villalarını dolaştık Sarıyer'in. Evden Boğaz'ın sularına girdik, havuza girdik. Konforu yaşadık. Şımarmadık. Bozmadı hiçbiri bizi. Şimdi daha mütevazi. Kararı kızlarla birlikte verdik. Hoşçakal Sarıyer.

ENGELLENEN HUKUKTUR - KISA SÖZ

Resim
BAROLAR ENGELLENİYORSA, HUKUK ENGELLENİYORDUR. HUKUK DEVLETİNDEN KANUN VE KARARNAME DEVLETİNE...

> BABA - HİKÂYE- 1982

"ahh yıldızlar sönüyor birer birer bense dönenip duruyorum çakıldığım bu hücrede" Gardiyanın adımı anons eden sesini duyduğumda, ranzanın kenarına tünemiş, cesur röportajcı Oriana Fallaci'nin bir romanını okuyordum. Tünemiştim çünkü, uzanmak (uzun oturmak) ve üst ranzayı kullanmak, uyku saatleri dışında yasaktı. Yasak olmasa bile, tuvalet bölmesi dışında 1.80'e 1.80 boyutlarındaki, idarece koğuş olduğu iddia edilen, yerin altındaki bu hücrelerde yaşamak zorunda bırakılan genellikle dört, zaman zaman da beş, altı ve hatta yedi siyasiden birinin ranzaya uzanması halinde, zaten 70 cm. genişliği olan ranzanın diğer esirlerce kullanılması mümkün olmaz, dolayısıyla soluklanamayacak ölçüde boğucu bir sıkışıklık yaratılmış olurdu. Fallaci'nin Cunta dönemi Yunanistan'ın da, ilerici-demokrat ve devrimcilere yönelik terör ve işkenceleri anlattığı bu romanı oldukça ilgimi çekmişti. Romanın gerçek hayattan aktarılma kahramanı Aleksandros Panagulis, faşızmin bütün insa...

> BABA - ŞİİR - 1982

Tam 35 yıl olmuş. Dile kolay... 35 yıl!.. 1 Kasım 1982'de ölmüş; ben de aynı gün, aşağıdaki satırlarda dile getirmişim duygularımı. İyice solmuş-sararmış, hatta liğme liğme olmuş bir defterin sayfaları arasından bulup çıkarttım onu. Şiir olduğu iddiasıyla değil ama, samimiyetinden şüphem olmadığı için paylaşıyorum. Seni unutamam baba Unutamam... Yüreğini bıraktın bir ölüm deryasında Yüreğini... Sevdanın mihenk taşında. Yılları nasıl da kovaladık baba Sağnak gibi kan-ter içinde. Varımız yoğumuz sadece erdemdi Yüreklerimiz acılar içinde. Seni unutamam baba Unutamam... Belki o kara şeytan değilim artık Belki yolu yarılamışım bile çoktan Ama hala baba Yüreğim çocuk yüreciği gibi Koskocaman baba Koskocaman.... Ahh yıldızlar sönüyor birer birer Bense dönenip duruyorum çakıldığım bu hücrede Bilmemki nerede arasam, nerede bulsam seni Haykırsam duyar mısın baba Ağlasam okşar mısın? Gecikmiş bir oğul öpücüğü Kondursam yanaklarına baba ...

> BABAYIM BEN - ŞİİR

Resim
babayım ben üç ay parçası üç kız canımın canları papatyalarım ışıldaklarım hitab-ı cennet üçüz anlamı hayatımın babayım ben  baba sanki  baba doğmuşum çocukmuşum büyümüşüm yaşlanmışım dem sürmüşüm baba parasız kalmışım işsiz kalmışım içeri düşmüşüm sönmüşüm baba kızmışım bunalmışım ağlamışım küsmüşüm baba istemişler istememişler öyle utangaç şımaramadan uslanmışlar küçücükken kalpleri okyanuslar misali kocamanmışlar babaydım yoklukta babaydım konforda hasretlikte gurbette  acıda baba ne umursamışlar işimi işsizliğimi güç  görmüşler güçsüzlüğümü ne siyasi yönelişlerim ne düşüncelerim ne eylemlerim vazgeçmemişler azletmemişler kızlarım benim babayım ben  baba  Brando’suna inat mafyanın Çakıcı'sına inat babayım ben  gerçek baba  baba olarak yaşamışım baba olarak öleceğim ışıldaklarım ışıyacak toprağımda

AŞINIR - KISA SÖZ

Resim
Demirel; "Yollar yürümeyle aşınmaz" demişti. Ama sanırım hükümetler aşınır. Baroların bile yürüdüğü bir ülkede... Dünya bile şaşırır.  Aşınır.

BRE SEFİL - YAZI

Resim
Kendinle gururlanma sefil…  Yap ki başkaları gururlansın seninle…  Kendinle böbürlenme sefil…  Yap ki başkaları böbürlensin seninle…  ‘Oldum’ deme olmaya bak…  ‘Yaptım’ deme yapmaya bak…  Bırak yaptıklarını başkaları taktir etsin…  Bırak olduklarını başkaları dile getirsin…  Yaptım yaptım yaptım yaptım…    Kes bu pis ağızları artık…  Yapmadıklarını, olmadıklarını biliriz biz...  Olamadıklarını anlat bize…  Yapamadıklarını…  Aynaya baktığında kendini en güzel görürsün…  En akıllı sanırsın, o kıt aklınla…  Narsistsin sen…  Şu dünyayı ben yarattım huyundan vazgeç…  Bu gün yalakalarınla varsın belki…  Yarın yalakaların olmayınca sen de yok olacaksın…  Bir doktora git…  Daha fazla küçük düşürme kendini…  Yaptıklarınla değil   yapamadıklarınla…  Yapman gerekenlerle çık karşımıza…  Sus... Sus... Sus...  Allah aşkına sus... İnsan ol biraz…...

> AH NEDİR BU PİŞMANLIKLAR İÇİMDEKİ - ŞİİR

Resim
ah nedir bu pişmanlıklar içimdeki çaresizce kanat çırpıştıran yorgun kuşlar yürüyorum amaçsızca belki   defalarca geçtiğim sahil yolunda aktararak  sıkıntımı  kaldırımlara yar kaldırımlar çaresizliğin çaresi görüş açımda hayatımın tozlu yılları paramparça kalpler kalbimde sevdadan yoksun sevmelerim basit hayallerim cebimde ah nedir bu pişmanlıklar ah Ölümü sinmiş hayatın bir kez daha yunusları   görsem Marmara’da aç martılara simit atsam sokak köpeklerini okşasam güneşin batışını izlesem para versem mendil satan bir çocuğa saçlarını okşasam sonra dönsem geriye bıraktığım izleri takip ederek bütün pişmanlıklarımın üstüne bir örtü çeksem canlandıramasam da    ölenleri yorgun kuşları canlandırsam içimdeki insan olduğumu hatırlasam hatırlasam da insan olarak karşılasam ölümü

ANLAYAMIYORUM - YAZI - POLİTİK

Resim
Bu ülkede yürüyüş ve gösteri hürriyeti yok mu? Anayasa ne zaman değiştirildi? İstediğine izin, istediğine cop mu? Hadi Anayasal hakkımız olmasına rağmen konuşmaktan korkardık, sessizce yürümekten de mi korkmalıyız artık. Peki basın açıklaması yapmak ne zamandır yasak oldu? Masum talepli, masum bir yürüyüş nasıl olur da terörle bağdaştırılır. Adamların kendilerini ifade edebilmeleri için hiç bir hakları-hukukları yok mudur yahu? Ne medyada yer verirsiniz, ne aşağılamalarınıza cevap hakkı tanırsınız. Gazetecilik ahlâkı yönünden bile, muhataba davet çıkartmadan boyna dedikodu yaparsınız. 24 saat gıyablarında onların teröristliğini konuşursunuz da... İte-ite-ite nereye kadar iteceksiniz? Biraz makul olmanın kime, ne zararı var? Biraz makul olmanın, dinlemenin, haklarını teslim etmenin, kavgacı değil, barışçı-uzlaşıcı olmanın kime, ne zararı var? Siz de biliyorsunuz, isteseniz anında gerginlikleri ortadan kaldırabilirsiniz. Yeter ki kaba güçle yürütmeyin artık işlerinizi. Pol...

SURVIVOR CEMAL CAN - YAZI

Resim
Şimdi bu yazıyı okuyan bazılarınız, "kardeşim senin başka işin yok mu?" diyeceklerdir. Olmaz mı? Zamanı yetiştiremiyorum koşuşturmacaya. Sabah çıktım, şimdi girdim eve. Hep yorgunluk, hep koşuşturmaca. Ve nerede olursa olsun, küçük bir ara bulduğum her an yazıyorum. Kaldı ki ne yazacağıma siz karar verecek değilsiniz. Konu şu: Cemal Can. Bilirsiniz, bilirsiniz. Survivör Cemal Can. O çocuğa bayılıyorum. Taa en başından beri. Hislerimde yanılmamışım. Çocukta ne kompleks var, ne ego... Ne öne çıkartılmayı bekleyen vahşi, çoğu zaman sefil erkeksi dürtüler. Öyle sade, öyle doğal, öyle içten... Öyle samimi, öyle güvenilir.  Sözü söz, barışçıl, geçimli, kaprissiz, gösterişsiz. Arkadaşlığı ciğer pare. Kızlara davranışı da öyle. Duyarlı, sevecen, hoşgörülü, merkametli, yardımsever, vicdanlı. Erkek gibi değil, insan gibi insan. Mentalitesi asla erkeksi değil, olması gerektiği gibi insansı. Ve olması gerektiği gibi kadınsı hatta. 'Kimler ne der' gibi kay...

AYASOFYA'YI ÖZGÜR BIRAKIN - YAZI - POLİTİK

Resim
Dünya Kültür Miraslarından ellerinizi çekin. Orası sizin babanızın malı değil, dünyanın malıdır. Dünyaya mâl olmuş, bu derece önemli eserleri, öyle kafanıza göre kullanamazsınız. Çünkü o eserler, bütün insanlığın malıdır. Toplu ibadete açmak ve camiye çevirmek için böylesi bir mirası heder etmenin anlamı nedir? Kime, neyi ispat etmeye çalışırsınız? Büyük, büyük, çok büyük olduğunuzu mu? Hasta mısınız kardeşim siz? Camiye çevirmeniz onu daha mı değerli yapacak? Yoksa, dini her ne olursa olsun, bütün insanların sahiplenmesi bakımından müze olarak kalması daha makul bir görüş değil mi? 100.000'i aşkın cami olan bir ülkede Ayasofya'ya mı muhtaç kaldınız? İnsaf! Koca camiler inşa ettiniz ihtişamınızı geleceğe taşıyabilmek için. 60 kişinin ibadet ettiği, 60.000 kişilik camiler. Padişahsınız ya. Yetmedi mi? Bırakınız kardeşim, dini ne olursa olsun bütün insanlar gidip orda inançlarını yaşasınlar. Bu yarış niye? Kime, neyi ispat etmeye kalkarsınız? Bu 'ben yaptım...