Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İMZA GÜNÜ KİTAP TEZGAHI

Resim
 19. 02.2022 - ANKARA

6. İMZA GÜNÜ - DOSTLARLA

Resim
 

SERAP EYLEM KAYA - KADIN ŞAİR - KUZGUN

Resim
 

ANKARA KARLAR ALTINDA

Resim
Ankara karlar altında ve fakat kalbim özgür

BOŞLUĞA YAZILIR BAZI ŞİİRLER

boşluğa yazılır bazı şiirler çiçek tozu gibi rüzgârda dağılırlar akıbetleri meçhuldür sonrasında ya yeniden çiçek olurlar ya arı marifetiyle bal ya ebru olurlar suyun üstünde gönüllere girerler ya da hiç olup hiçlikte kaybolurlar

BULUTLAR AĞLIYOR -ŞİİR

BULUTLAR AĞLIYOR YOLLARDAYIM SANKİ SANALDAN MASALA DOĞRU GİDİYORUM (Ankara'ya... Kudret Köksal'ın 'Okurla Buluşması'na... Çok mu önemli? Değil. Bir çocuk için bir masal ne kadar önemliyse... O kadar. Masal sırasında sanalı da, gerçeği de unutmaktır bu. Kısa da olsa sadece masalı yaşamak.)

KATRAN KARASIDIR GECE - ŞİİR

  katran karasıdır gece aşkı nasıl anlatabilir şiir nasıl dil esaret altındaysa işitmeler gardiyanı olmuşsa söylenenin eller kelepçeliyse klavyeye anahtarı kalbinde tutsaksa yalansa gecelerdeki şehvet tutku yalansa özgürce bakarken bile gözler gömülüyorsa karanlığa aşamıyorsa hayal duvarlarını sahteyse görüntüler nasıl özgür olabilir gözler nasıl bir hiç yüzünden bazen hiçleştiriliyorsa sevmeler politiktir fısıltıları aşkın taktiktir sevişmeler stratejiktir ah senin için ölürüm'ler yılandır yalandır bebek masumiyetindeki sevinçler masumiyetten bihaber gülüşler koymuşsan göğsüne başını bileklerini öpmüşsen yüzünde gezinmişse ellerin tenini okşamışsan lâkin yalansa aşkı nasıl anlatabilir şiir nasıl aforoz edilmişse kelimeler gecenin katran karasında

KAPİŞ

'Ben 200 yıl yaşarım ve kendini yazar zanneden bu herifin imzası da 200 yıl sonra hayli para eder' diyen ve inanan -haydi masumca aklıevvel diyelim biz onlara- kişiler varsa aranızda... Ki vardır vardır. Gerçi bildiğim, tanıdığım pek çoğunuz makul ve mantıklı insanlar olsanız bile... Vardır. O halde buyrun Cumartesi günkü Ankara'daki imza gününe. Söz ilânen teşhir etmeyeceğim. Gerçi taleplere yönelik fotoğraf paylaşabilirim belki, istek üzerine. İşte size sermayesiz ve çok kârlı bir yatırım ve bedava imza. Fırsatı kaçırmayın, davranın. İlk gelen 100 kişiye dolma kalemle ve daha özenle atılacaktır imzalar, unutmayın. Kapiş. Sevgiyle...

BİR ÇOCUK GELİNİM BEN - ŞİİR

  bu adam her gün üstüme çıkıyor koca göbeğıyle eziyor nefes alamıyorum anne sakalları yüzümü kesiyor iğreniyorum tükürüklerinden terinden ve teninden her yanımı morartıyor ağzımda spermleri bana cariyemsin diyor arkamı kanatıyor memelerimi acıtıyor kaçamıyorum dövüyor çok pis kokuyor anne çok acıtıyor hayatımı bununla mı bitirecegim sevmedim sevemedim sevemeyeceğim beni niçin bu adama sattınız anne niçin sattınız niçin bu yaşımda öldürdünüz korkuyorum anne çok korkuyorum BİR ÇOCUK GELİNİM BEN

TAHAMMÜLÜ ZOR'DAN İMKÂNSIZA DOĞRU HIZLA İLERLEYEN BİR SÜREÇTEYİZ

Bütün bu kadın ve çocuk cinayetlerinin sebebi zihniyettir. Kadını erkeğin malı gibi kabul eden... Onları sadece erkeğin bir zevk ve mastürbasyon aracı-oyuncağı olarak gören... Kız çocuklarını utanmazca ve sapıkça seks objesi haline getiren... Onları cariye olarak alıp satan... Erkek çocuklara tecavüzü bile 'bademlemek' adı altında meşru olarak kabul eden... Onlara her türlü işkenceyi, baskıyı ve ölümü reva gören... Her alanda kadın iradesini yok ve geçersiz sayan... Kocalar, babalar, ağabeyler, amcalar, dayılar ve penisten ibaret sapkınlardır. Bu sapkınlığı yönetenlerdir. Kadın kendini kurtarmadıkça, erkek onu kurtaramaz. Çünkü sistem böyledir. Çünkü çark asırlardır böyledir. Erkeği bu pespayelikten, bu lânetten kurtaracak olan da kadınlardır. 'İnandığınız tanrılarınız kahretsin sizi' demeyeceğim, çünkü aldığınız güç onlardandır. Tahammülü zor'dan, imkânsıza doğru hızla ilerleyen bir süreçteyiz.

HAYAT ÖYLE BİR ZIKKIM Kİ...

Hayat öyle bir zıkkım ki... Ya da zakkum. Daha önce 5. olarak plânladığınız koca bir kitabı 'es' geçmek zorunda bırakabilir sizi. Dahası çöpe atmak... Yaklaşık 2,5 yılınıza mal olan bir kitabı... Hayatınızın önemli bir kısmını çöpe atmak gibidir bu. Mutluluklarınızı, mutsuzluklarınızı, sevinçlerinizi, acılarınızı, hayallerinizi, bozgunlarınızı, umutlarınızı, umutsuzluklarınızı, hoşgörülerinizi, öfkelerinizi, krizlerinizi, bunaltılarınızı, çabalarınızı, emeğinizi, kararlılığınızı, inadınızı, duyarlılığınızı, keyiflerinizi, keyifsizlkilerinizi, gözyaşlarınızı, elinizi, gözünüzü, beyninizi, kalbinizi... 2,5 yılını hayatınızın. Lânet ederim bazen hayata da, insana da... Kendime de... Kalbime de.

BU DA BÖYLE BİLİNE

Resim
Kadın ve erkek arasında cinsellik ve seksten azade derin dostluklar olabileceğine ihtimal bile veremeyen feodal artığı düşünceleri kınamaktan başkaca bir şey gelmiyor elimden. Bunlar her şeyi ve hayatı bacak arasından gören hastalıklı beyinlerdir-ruhlardır. Yıllara uzanan öyle kadın dostluklarım vardır ki, ilişkimizde ne cinsiyet, ne seks asla olamaz. Her şeyi, ama her şeyi -cinsellik ve seks dahil- konuşabiliriz. Ve fakat cinsel ve seksüel bir etkileşim mümkün değildir. Olması gerektiğini iddia edenler, sadece ve sadece her konuya bacak arasından yorum getirenlerdir. Bu da böyle biline. Şişli kadınkolları - Filiz

AMAN HA....

  'Şaka' kelimesini 'Şuka' olarak yazmayın. Küçücük telefon klavyesine büyük gelir de parmaklarınız, yanlışlıkla ve farketmeden 'Şuka' olarak yazmışsanız 'Şaka'yı... Eyvah ki ne eyvah. Ben bu hatayı yaptım. Aman mukayyet olun parmaklarınıza. 'A' yerine 'U' basmışım. Ve çok değerli bir kadın arkadaşımı küstürmüşüm. Bana nasıl 'Orospu' dersin diye azarladı beni ve küstü. Hoppalaaaa.... Meğer 'Şuka' Rusça'da 'Orospu' demekmiş. Gel de ayıkla şimdi pirincin taşını. Ki benim bırakın kadınları, erkek arkadaşlarıma ve dahi' orospuluk' yapan kadınlara bile -hiçbir kadın orospu değildir- bu kelimeyi kullanmışlığım yoktur hayatım boyunca. Yani bu kelime benim lûgatımda yer almadı hiçbir zaman. Ve almayacak. İnsan 'orospu' olsa da orospu olamaz. Ve ben Rusça bilmem. AMAN DİKKAT!

SOKAĞIN SESİ GAZETESİ

Resim
  Kudret Köksal’ın 3.kitap çalışması ; Ölüm sonrası bunaltılar, AYTEN ve katilimdir kelimeler A Y T E N Dostlar, ‘Ayten’ kitabının girişinde kaleme aldığım 23 sayfa civarındaki ‘Birkaç’ Söz’den, sanırım üç sayfa kadar olanını aktarıyorum sizlere. İlginizi çeker mi bilmem. BİRKAÇ SÖZ Elinizdeki kitap, bir şiir kitabı olsa da, edebi kaygılar barındıran bir sanat kitabı değildir. Zaten ve aslında söz konusu olan zulüm ve ölüm ise, herkes sanatçı değil midir? Bunun için, sadece ölüm karşısında yakılmış ağıtları akla getirmemiz yeterli olacak. Söylemem şu ki değerli dostlar, bu kitap ve içerisindeki şiirler edebi iddialarla yazılmadılar. Tersine edebiyat dünyasında yeni rüzgârlar estirme ya da yarışma – ödül kazanma gibi kaygılar taşımaksızın yazıldılar. Çünkü kitabın en önemli ödülü, benim ve ay parçalarımın kalplerinde karşılığını bulacak olan vicdan ödülü olacaktı. Tıpkı daha önceki kitaplarda; Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi’nde, zulüm ve ölüm karşısında anlık olarak zihne yazılan hik...