Kandıra'da çingene (roman) mahalleleri vardır. Ve Kandıra çıkışında, Kerpe-Kefken yolu üzerinde, naylon barınaklarda yaşayan çingeneler. Çok değerli klarnet ustası Mustafa Kandıralı'da, soyadı gibi Kandıra'lı bir romandı. Bütün romanlar gibi, sanki hayatı şenlendirmek için var edilmişti. Onun yerini başkaları alacak şimdi. Çingene kültürü, çingene müziği hiç son bulmayacak dünya topraklarında. Her zaman olduğu gibi feyz verecek müziğe, müzisyenlere. Kandıralı, 'cennetteki sanatçılara' eşlik edecek artık. Devr-i daim olsun. Zaten olacak. Yeni Mustafa Kandıralı'lar gelecek müzik dünyasına. 29.12.2020
Survivor finalinde bir şey dikkatinizi çekti mi? Bırakın yarışmacıları, izleyicilerde bile... Ne maske var? Ne sosyal mesafe? Herkes dip dibe. Survivor'e virüs işlemez mi yoksa? Yoksa torpil dünyası mı? Yoksa başka bir dünya mı?
Dostlar, Bu yazı 1991 Mayıs'ında kaleme alınmış ve o zamanki, Yalçın Küçük, Bilgesu Erenus ve ekibinin çıkarttığı Toplumsal Kurtuluş dergisinde, K. Osmanoğlu mahlasıyla yayınlanmıştır. Şöyle bir gözden geçirdim ve 27 Mayıs'ın 60. yılı vesilesiyle tekrar paylaşabileceğime karar verdim. Hem o yıllara vakıf olmayan genç arkadaşlarımız için de yararlı olacağını düşündüm. Benim babam 27 Mayıs İhtilâl Komitesi'ndeydi. O zaman Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanıydı ve ihtilâlin önemli ve önde gelen albaylarından birisiydi. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde teslim almıştı. İhtilâlde sayıları 32 olan, sonrasında Alpaslan Türkeş grubunun (14'ler, iktidarın sivillere devredilmesine karşı çıkıyorlardı) tasviyesiyle birlikte sayıları 18'e düşen Millİ Birlik Komitesi'nin (MBK) bir üyesiydi. 27 Mayıs sonrasında Tabi senatör (ömür boyu senatör) olarak senatoya girdi. Çok geçmden 'Ben ihtilalde tabi senatör olmak için yer alm...
'Mommy Mommy' Baştan sona polise hiç bir mukavemet göstermemişti. Elleri arkadan kelepçelenmişti Yüzüstü yere yatırılmıştı. Siyah düşmanı bir beyaz polis, dizini boynuna dayamış, bütün ağırlığıyla yükleniyordu. Floyd 'nefes alamadığını' söylüyor, ama boğazındaki baskıdan sesi çıkmıyordu. Polis oralı bile olmuyordu. Ölmeden kısa bir süre önce ise dudaklarından bir çağrı duyuldu. Koca adam ölürken annesine sesleniyordu. Bir çocuk gibi çaresizce... Annesini yardıma çağırıyordu. 'Mommy Mommy' İnsan böylesine vicdansız, böylesine sevgisiz, böylesine merhametsiz, böylesine acımasız, böylesine aşağılık, böylesine vahşi olabilir mi? Olur... İnsan olduğu için olur. Sartre'nin adını anımsayamadığım bir kitabı geliyor aklıma. Lejyona katılmış bir Fransız vatandaşının değişimini- dönüşümünü anlatıyordu. Askerlik öncesinde, gündelik hayatında sevgiyle dolu, vicdanlı, merhametli bir insanın, nasıl acımasız bir işkenceciye dönüşüm sürecini anlatıyordu...
Nasıl bir mantıktır bu? Kağıt toplayıcısı genç çocuk, inşaat halindeki binanın tepesine çıkmış intihar girişiminde bulunuyor. Yüksek kattan atlama tehdidinde bulunuyor. Gerekçesi şu: -İş yapmamız yasak; kağıt toplayamıyorum. -Fakiriz; paramız yok. -Devlet bize yardım etmiyor. Gerekçesi parasızlık ve çaresizlik yani. O sırada yoldan geçen duyarlı bir vatandaş, 'vazgeçersen ben sana 500 TL vereceğim' diyor ve genç aşağı iniyor. Yani çaresizlik sadece 500 TL ile çare olabiliyor. Vah! Olay bitse iyi. Polisler genci sanki göz altına almışlar gibi, kollarından tutup karakola götürüyorlar. Hadi bunu geçtik. 500 TL için kendini öldürebilecek kadar derin bir buhran geçiren gence bir de surprizi var devletimizin. Yasa ihlali nedeniyle 6300 TL ceza kesiliyor. Allah aşkına ben mi aptalım? Bu ceza, 'daha13 kere intihar edebilirsin kardeşim' anlamına gelmiyor mu? Yeniden intihara teşvik değilse nedir bu garabet durum?
babayım ben üç ay parçası üç kız canımın canları papatyalarım ışıldaklarım hitab-ı cennet üçüz anlamı hayatımın babayım ben baba sanki baba doğmuşum çocukmuşum büyümüşüm yaşlanmışım dem sürmüşüm baba parasız kalmışım işsiz kalmışım içeri düşmüşüm sönmüşüm baba kızmışım bunalmışım ağlamışım küsmüşüm baba istemişler istememişler öyle utangaç şımaramadan uslanmışlar küçücükken kalpleri okyanuslar misali kocamanmışlar babaydım yoklukta babaydım konforda hasretlikte gurbette acıda baba ne umursamışlar işimi işsizliğimi güç görmüşler güçsüzlüğümü ne siyasi yönelişlerim ne düşüncelerim ne eylemlerim vazgeçmemişler azletmemişler kızlarım benim babayım ben baba Brando’suna inat mafyanın Çakıcı'sına inat babayım ben gerçek baba baba olarak yaşamışım baba olarak öleceğim ışıldaklarım ışıyacak toprağımda
Miami polisi siyah göstericilerin karşısında, özür amaçlı diz çöktü. Bu hareket, ulusal muhafızlar tarafından da, diğer bazı eyaletlerde tekrarlandı. Buna karşılık göstericiler de polisin karşısında diz çöktü ve polise çiçek verdi. Görüntü hayli hoş ve barışçıldı. Öyleydi, öyleydi ama... Ulusal Muhafızların ya da ABD polisinin, aniden vicdan, merhame t, s evgi, adalet ve eşitlik gibi insani değer ve duygularının farkına vardıkları söylenebilir mi? Hayır. O halde bu melek rolünün anlamı nedir? Onlar işlerini yaparken, bütün bu duygu ve değerleri bir kenara bırakmak üzere eğitilmiyorlar mı? Kaldı ki onların ne olduklarını bütün dünya yaşadığı bunca deneyle görmüyor, bilmiyor mu? Zaten bu yöntem tutmadığı taktirde göstericilere en şiddetli biçimde müdahale etmek üzere, Ulusal Muhafız birlikleri, tam teçhizatlı olarak geride, teyakkuz halinde bekletilmiyorlar mı? O halde ne? Olay şu ki gösterileri şiddet yoluyla kısa sürede bastıramayaca...
Bir çay ocağında çay içiyorum. Karşı kaldımdan 6-7 yaşlarındaki kız çocuğuyla geçen bir kadın, çocuğunun başına bi şaplak atarken; "Sus yoksa ağzına acı biber doduracağım senin" diyerek azarlıyor. Çocuk bir anda ağlamaya başlıyor. Şaplakten değil ama, gururunun rencide olduğu çok belli. Tam refleks bir hamle yapacakken, yine refleks bir şekilde kendimi engelliyorum. Daha bu yaştan çocuklara dayakla terbiyeyi öğretiyoruz ve 'konuşmanın ne tehlikeli ve yasak bir eylem olduğunu' aşılıyoruz. Hay ben böyle toplumun... 04.06.02018 Fotoğraf Ezgi'm
UlahirVturto Stephanie Sims Download
YanıtlaSilsmugrereati
OflecarKgraspa David Townes Hotspot Shield
YanıtlaSilHitman Pro 3.8.30.326
WinZip
AnyMP4 Android Data Recovery 2.0.38
fitugwardvirb