Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÜNEY AMERİKA'DA CHE, ANADOLU'DA DENİZ - KISA SÖZ

Yarım milyona yakın adamın ve kadının ismi bugün Deniz'se... Müsebbibi bizim Denİz'dir. Güney Amerika'da CHE... Anadolu'da DENİZ.

KADININ NAMUSUNU KADINA BIRAK - KISA SÖZ

Kadının namusunu kadına bırak. Bre pezevenk. Sen kendi namussuzluğuna bak.

> ELLERİM GEÇİRMELİYDİ HAYATIMA YAĞLI URGANI - ŞİİR

kırbacımdı söylemlerim kulaklarda şaklardı yazmalarım silâh yalandan püskürtürdü saldırıları kimseleri öldürmezdi masumdu postallarım Sümerbank postalı parkamın kamuflajıydı militan olan vurmalarım vurmazdı kavgalarda yumruklarım vurur gibi yapardı alışkındım yıldızsız karanlıklara hayal ederdim de gökyüzünü mahpus mavisiydi belki konduramazdım yıldızlara ay takip etmezdi izlerimi balçık silerdi bulanık suya düşerdi yansımalarım çıplak gözle görülmezdi zehirli sarmaşıktı bedenimde hüzünler uykusuz bırakırdı aşksız bırakırdı öksüz bırakırdı direnişim düşmezdi dokunamazdım kimi yapraklarına yeşilin boynunu büker kururdu koklayamazdım çiçeklerin rengini öldürürdü kokularını solardı ah en baştan başkaldırmalıydı itaatkâr ellerim geçirmeliydi hayatıma çoktan yağlı urganı

> BEN BENİ SEVEMEDİM HİÇ - ŞİİR

ben beni sevemedim hiç bir şeye benzetemedim bir ucube değilim lâkin Quasimodo çanlara aşık oldu ben kağıtlarla seviştim neydim, ne oldum, neyim yenilenebilir hangi üretimim oldu benim bir fidan dikebildim mi bir ağaç büyütebildim mi çocuklarımdır bütün varlığım suyum onlara yetti ben beni görmedim aynalarda aksim aksetmedi gözlerime meşaleler yakılmaz ardımdan ağıtlar yükselmez yokluğumda yaşamaktı yaptığım üç yapraklı bir yonca misali dördüncüsü yoktu yaprağın kıraç hayatımda olsa da yoktu sevdim çok sevdim aşkla tutkuyla dolduramadım gecelerimi dokunamadım yalnızlıklara uzatamadım ellerimi hep cebimde gezdim kalbimde biriktirdim sevmeleri yazdım neye hikmetse konuşmadan yazdım güldüm de yazamadım ağladım da yazdım hep kandırdım kendimi neye yaradı aşklarım neye yaradı acılarım neye yaradı yazdıklarım neye yaradı insanlığım ikiyi alırdım elime bir kalırdı ucube Quasimodo tarihe mâl oldu ben taşlı toprak olacağı m çok moda olsa da şimdilerde kendini sevmek ben beni sevemedim hiç

> ÇOK YAZAN, AZ KONUŞAN BİRİYİM - YAZI

Çok yazan, az konuşan biriyim Bu şaşırttı mı sizi? Lâfazanlığım, gevezeliğim hep kâğıtlarda.. Telefon kültürüm de farklı değil. Çok gerekmedikçe aramam ve söyleyeceklerimi bir-iki cümleyle toparlayıp konuşmayı sonlandırırım. N’apıyım huyum böyle. Ayten’im çok kızardı bu yönüme. ‘Kimseyi aramıyorsun, arasan da konuşmuyorsun, hoppadanak bitiriyorsun görüşmeyi.’ derdi. Arkadaş toplantılarında da pek farklı değildir durum. Bir şeyler söylemem için çok beklerler çoğu kez. Bunca yazarım ki, bu nedenle çok geveze olduğumu düşünür tanımayan herkes. Ama değil. İnanın değil. Çokça dinlerim. Dinlemesini de severim. Dinlemek öğrenmektir ayrıca. Gerçi bazen dinlemem bile ama, dinlermiş gibi görünürüm. ‘He he’ der, başımı sallar geçiştiririm. Kendileri anlatırken ‘başka şeyler düşündüğümü’ söyleyen çok olmuştur. Defalarca ise Ayten. Yalan değil. Bu böyle maalesef. Konu beni sarmışsa ne alâ. Sarmamışsa bodozlama konuya girebilmekte çok zorlanırım. Ve o durumda, karşıdakinin gözlerinin içine bakıp, ...

> EDEPSİZCE - ŞİİR

gönlümü gezdiriyorum sokaklarında kentin tasmasını takmadım bu kez gitsin nereye giderse uçurtmaya bindiriyorum hayallerimi bensiz duygularımı salıyorum balonla gökyüzüne kalbim hep olduğu yerde sıyırıyorum düşüncelerimi gövdemden geçmiş geçmemiş olsa da bırakıyorum yazmalarımı geride azad ediyorum tüm edeplerimi aşındırıyorum kaldırımları gece aysız edepsizce

> FASILLARI BİTİRDİK ÇOKTAN - ŞİİR

fasılları bitirdik çoktan şimdi kanatlanıp uçma vaktidir gülüm bir kuş gibi özgürce yükselmek bulutlara menzilinden uzağına acıların bir kelebek gibi gelip geçsek de şu dünyadan göz kamaştırmak renklerimizle

> BAK GÖR, NASIL OLURMUŞ TAPINMAK - ŞİİR

canım sıkılıyor ey Mâlik-ül Mülk gönlümün sahipsiz sahibi tanrımsız tanrısı ucube zihnimin etkisizdir çığlıklarım şu fani dünyada iğne ucu kadar bile değil yazmalarım ne önleyebilmişiz vahşeti ne durdurabilmişiz savaşları al içimi benden boşalt başka bir iç koy içime Mâlik-ül Mülk demişim sana yaksan da cehenneminde bir kez daha duyamayacaksın yap şunu göster hünerini sahipli sahibi ol gönlümün ucu olam gayrı toplu iğnenin hadi bitir şu vahşeti bak gör o zaman nasıl olurmuş tapınmak

> ÖL-DÜ-RÜL-DÜK-LE-RİM - ŞİİR

orman yangını patlamış volkan tsunami sel deprem kaçamadığım tutsaklığım içimde kavgam cesaretim özgürlüğüm söylediklerim yazdıklarım sevdalarım aşklarım defalarca defalarca öldüklerim öl dü rül dük le rim

ANISINA SAYGIYLA - KISA YAZI

Kavgayı... Şiiri... Ve seni çok seviyorum. HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL Gençlik kavgamızın fiili destekçisi... Anısına saygıyla.

ASLA DOĞU PERİNÇEK OLMA - KISA SÖZ

Herşey olabilirsin. Herşey yakışır sana. Ama asla... Doğu Perinçek olma.

HAYAT BÖYLEDİR İŞTE - YAZI

Hayat böyledir işte. Acaip zulme uğrarsınız yazdığınız için. Çürümeye terkedilirsiniz Sinop zindanlarında. Sonrasında oldürülürsünüz. Mezar yeriniz bile bilinmez. Ama zaman zuhur eder. Milyonların dilinden düşmez yazdıklarınız. Kitap olur, şarkı olur, türkü olur. Meydanlarda söylenir, yüzbinlerle okunur. Gün gelir o zulüm gördüğü zindanlar müze olur. Yattıği hücreler, zincirler, işkence gördüğü alet-hedavat, para vererek gezdiğiniz, ama onu andığınız bir yer olur. Bakarsınız duvarlarda onun sözleri, onun şiirleri... Hayat böyledir işte. Değişir. Reva görenler çürümüşlerdir çoktan Sabahattin Ali ise dipdiri yaşar. Toplumun oğlu olur.

> İLHAN'I GÖTÜRDÜLER - ŞİİR

İlhan'ı götürdüler Sürükleyerek cesedini Postallarıyla ezdiler Kanlı ölü bedenini Geride Adı Muzaffer İlhan kaldı yine Şimdiyse Adı Muzaffer İlhan Yüzbinler

FARKLILIĞA TAHAMMÜLSÜZLÜK MALAKANLAR ve 'MALAKAN GİBİ’ OLMAK - YAZI

Resim
     Ayten'imle ve ilkokul arkadaşlarımla (TED-Ankara), iki yıl önce yaptığımız son geziydi bu. O dağ gibi kadın iki hafta geçmeden vefat etti. Üç-dört gün gibi kısa bir süreliğine olsa da, çok doyurucu bir geziydi. Bu gezi bana da epey yazdırdı. Aşağıda, virgülüne dokunmadan paylaşıyorum birini. FARKLILIĞA TAHAMMÜLSÜZLÜK MALAKANLAR ve 'MALAKAN GİBİ’ OLMAK Malakanlar 1877-1878 (93 harbi) Osmanlı-Rus savaşı sonrasında, Kars yöresine yerleştirilmiş dini-etnik bir grup. Malaka ,Rusça’da ‘süt’ anlamına geliyor Topluluk, Ortodoks Kilisesinin oruç ritüellerini kabul etmiyor ve oruç zamanlarında da hayvansal gıdaları tüketiyor, süt içiyorlardı. Bu nedenle kendilerine ‘süt içenler’ anlamına gelen Molokon ismi verilmişti. Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılmış bir mezhep olan Malakanlar, eski Ahit’i kutsal kitap olarak kabul etmişlerdi. Bu kitap onlar için ‘ruhu besleyen süt’ gibiydi. Kendilerini Hıristiyan inancı içerisinde görseler de dinsel düşünce ve uygulamaları bakımında...