Çok yazan, az konuşan biriyim Bu şaşırttı mı sizi? Lâfazanlığım, gevezeliğim hep kâğıtlarda.. Telefon kültürüm de farklı değil. Çok gerekmedikçe aramam ve söyleyeceklerimi bir-iki cümleyle toparlayıp konuşmayı sonlandırırım. N’apıyım huyum böyle. Ayten’im çok kızardı bu yönüme. ‘Kimseyi aramıyorsun, arasan da konuşmuyorsun, hoppadanak bitiriyorsun görüşmeyi.’ derdi. Arkadaş toplantılarında da pek farklı değildir durum. Bir şeyler söylemem için çok beklerler çoğu kez. Bunca yazarım ki, bu nedenle çok geveze olduğumu düşünür tanımayan herkes. Ama değil. İnanın değil. Çokça dinlerim. Dinlemesini de severim. Dinlemek öğrenmektir ayrıca. Gerçi bazen dinlemem bile ama, dinlermiş gibi görünürüm. ‘He he’ der, başımı sallar geçiştiririm. Kendileri anlatırken ‘başka şeyler düşündüğümü’ söyleyen çok olmuştur. Defalarca ise Ayten. Yalan değil. Bu böyle maalesef. Konu beni sarmışsa ne alâ. Sarmamışsa bodozlama konuya girebilmekte çok zorlanırım. Ve o durumda, karşıdakinin gözlerinin içine bakıp, ...