KUDRET KÖKSAL

mutluluğu çok büyütmeyeceksin çok kolaydır bazen yakalamak bir maydonozun yeşilindedir kimi kimi teller arasından uzatılan dal parçasında deniz kenarında içilen çaydadır bazen saçlarındadır şüphesiz yavuklunun her zaman canısı dediği dillerindedir gözlerinin derinliklerindedir bir çocuğun uzanan elleridir belki mutluluk kalbinin unutulmuş bir köşesidir fakat parada pulda değildir asla bakarsan göreceksin nerede olduğunu gecikmeyeceksin sonra hop yakalayacaksın tutacaksın sıkıca bırakmayacaksın kalbin seni bırakana kadar

YALNIZLIK DA KALABALIKLARI SEVER (Genç kardeşlerime)

Ormanın dinginliğinde Ağaçların yeşilliğinde Seslerinde kuşların Oturmuşum Seni bekliyorum Eyy huzur

Acı da tıpkı sevinç ve mutluluk gibi hayatın içindedir. Güzel ve çirkin, yanlış ve doğru, yalan ve gerçek, iyi ve kötü gibi... Tümünü yaşamayı öğrenmeliyiz. (Genç kardeşlerime)

KAPAT GÖZLERİNİ VE HAYÂL ET HAYÂL HERŞEYİN BAŞLANGICIDIR

Ahh ne çok canım var benim Derinlemesine yaşamak değil midir hayatı Bir kalpte pek çok can taşımak

Bir genç arkadaşım yazmış: "Hayatta hiç pişmanlıklarınız var mı?" Olmaz mı genç arkadaşım, olmaz mı? Aniden önüme çıkan bir kara örümceğin Panikle üstüne basmışım Fışkırmış onlarca minicik örümcek Annelerinin ezilmiş gövdesinden Can havliyle Bense seyretmişim onları Pişmanlığım Ve kederimle Olmaz mı kardeşim olmaz mı? En büyük pişmanlığım benim canına kıymaktır bir annenin

Bir gün bir baykuş tünemiş şöminenin içine Bazen kayboluyor Bazen şöminede uyuyor Ne şömineyi yakarız Rahatsız olmasın diye Ne açarız cam kapağı Ne de odanın ışıklarını Biliriz ki gider bacadan Beslenir Gelir yuvasına tekrar Üç gün geçmedi ki bir gün Bakmışım O güzelim baykuşum Kapatmış gözlerini tünediği yerde Meğer düşmüş garibim bacadan aşağı Bir daha çıkamadan Ölmüş esaretinde

PİŞMANLIKLARIM LİSTESİ 20'YE, 3O'A KADAR GİDER SANIRIM.  SADECE HAYVANLARA DAİR Mİ? İNSANA VE DOĞAYA DAİR DE. ANCAK YORULDUM. GENÇ ARKADAŞIM İZNİNİZLE

yürüyorum ayaklarımın altında koşuyor hayat ufukta mavi mor ışıkları gecenin kalbimde varamayacak olmanın utangaç endişesi yorgunum yürüyorum ellerim bomboş artık gereksiz yüklerimi anılarda bıraktım gerekli olan ne varsa yanıma aldım yürüyorum ay parçalarıyla dolu kalbim ve kırıntılarıyla fakat gözlerim iyi görmüyor mu tuzakları bu kadar yakınımda olduğunu bilmezdim uzansam dokunabilirmişim meğer görmemişim kallbimin içindeki uzakları  yürüyorum acılarımı sorguluyorum bir yargıç edasıyla yürüyorum sevinçlerimi de yargılıyorum  düşüyor zaman ağırlığınca gövdemin üstünde yamaçlarından iniyorum hayatımın içimde taşıdığım utangaç endişeler üstümde yırtık tişörtum sakallarım da uzamış mı biraz ayaklarım gibi gövdem de yalınayak boşvermişliğine belki hayatın fakat peşinden ayrılamıyorum kalbimin kabahat derbeder kalbimde

ister okuyun canlarım ister okumayın minnet borcum var okuyanlara okumayanlara borçlu değilim Allah'tan ama her halûkârda devam edecektir kalbim safsata bile olsa yazmalarına

yazan kalbimdir kağıtlara geçiren ellerim ellerim sık sık isyan etmiştir kalbime kalbim ise hiç durmamıştır yazmaya devam etmiştir

AKLIM DA VARDI BENİM BİR ZAMANLAR KALBİME HÜKMEDERDİ YİNE VAR AMA ARTIK HÜKMEDEN KALBİM

Bir dostum aradı İzmir'den.  Bir kadim dostum.  Yoldaşım...  Nice kavgalara karıştığım, nice acılar paylaştığım... Endişelerini dile getirdi; yazılarımdan edindiği gözlemleri.  "Giderek arabeskleşiyor musun?" dedi.  Ciddiye almışım ki, yansıtmışım burada.  Arabesk sözcüğü Fransızca'dan geçmiş dilimize.' Avrupa'lılarca 'Arap tarzı' anlamına geliyor.  'Giderek arabeskleşmek nasıl bir şeydir?' diye düşünmeye başladım; yoldaşımın eleştirilerini başımın üstüne alarak.  Araplaşmaya mı başladım acaba?  Kadim Arap kültürünün bir parçası mı olmaya başladım?  Filistin'lilerle Dayanışma Derneği'nde sorumluluk almıştım bir dönem.  Arap medeniyetinin ihtişamına vakıf olmuştum.  Ve Arap dilinin...  Ama bugünkü Arap yaşam biçimini benimsemedim hiç bir zaman.  Ve sanırım günümüzde Araplaşmak, gericileşmeyi temsil ediyor çağa karşı.  Üretmeden tüketmeyi...  Hazır kaynaklardan zenginlik yara...

Kızlarımla oturmuşum sahilde  Uzakların karasında yakamoz  Puslu bulutların ardında  Görüntüler belirsiz  Denizde mor yansımalar  Dalgalar ihtişamla vuruyor  Açıkda cilveleşiyor nokta ışıklar  Ve gecenin ışıldağıdır şimdi mehtap  Bir saksafonun nağmeleri öpüyor hatıralarımızı Geçmişi taşıyor gözlerimizdeki damlalara  Gel de hüzünlenme be hayat  Of ki off  Kızlarım benim

Yağ satarııımm  Bal satarııımm  Ustaamm yaşasa da Been satarııımm  ÇOCUK İŞÇİYİM BEN

annem nerde amca  babam niçin gelmedi  ablam çıktı mı toptaktan  dedem de mi yok artık  SAVAŞ ÇOCUĞUYUM BEN

Anne bana top al  Alamam çocuğum  Anne bana şeker al  Alamam çocuğum  Anne bana balon al  Alamam çocuğum  Anne bana döner al  Alamam çocuğum  SURİYELİ ÇOCUĞUM BEN

ayaklarım da vardı benim  n'oldular  BOMBALANMIŞ BİR ÇOCUĞUM BEN

Burada güneş yok  Işık da yok  Pencereleri aç amca  Karanlıktan korkuyorum  Ve böceklerden  Annem gelsin  Bu toprakları alsın üstümden  Beni aydınlığa çıkartsın  ÖLDÜRÜLMÜŞ BİR ÇOCUĞUM BEN

çok acıyo anne  kanıyo  o amca bişey soktu orama  etimi ısırdı  acıyo  çok acıyo anne  acıyo  TECAVÜZE UĞRAMIŞ BİR ÇOCUĞUM BEN

bu adam her gün üstüme çıkıyor  koca göbeğıyle eziyor  nefes alamıyorum anne  sakalları yüzümü kesiyor  iğreniyorum tükürüklerinden  terinden ve teninden  her yanımı morartıyor  bana cariyemsin diyor  kaçamıyorum dövüyor  çok pis kokuyor anne  çok acıtıyor  hayatımı bununla mı bitirecegim  sevmedim sevemedim sevemeyeceğim beni niçin bu adama sattınız anne  niçin sattınız niçin  bu yaşımda öldürdünüz  korkuyorum  BİR ÇOCUK GELİNİM BEN

Annem var benim  Annelerin en güzeli  Babam var benim  Babaların en güçlüsü  Ablalarım, abilerim var  Annem sarılır hep bana  Öper de öper  Yaramazlık bile yapsam  Dövmez küfretmez  Amcalarım da var benim  Öğretmenlerim  Ve arkadaşlarım  Oyunlar oynarız  Koşarız düşeriz güleriz  Onlar da severler beni  Ben de onları severim  MUTLU BİR ÇOCUĞUM BEN

ADLİ YIL AÇILIYOR  ADALET KAPANIYOR

Hukuk...  Tarihsel olarak...  Sınıfsal olarak...  Sistem olarak...  İktisadi olarak...  Tinsel olarak...  Dinsel olarak...  Geleneksel olarak...  Ve hatta kişisel olarak...  Taraflardan birinin, diğerini zapt-u rapt altına alabilmesinin kurallar manzumesi midir yoksa?

Eyy hukuk insanları!  Adaletin, eşitliğin, özgürlüğün savaşçıları eyy! Hammurabi Yasalarından haberiniz var mı?  Ya Magna Carta?  Fransız İhtilali’nin ilkelerini biliyor musunuz?  Peki ya Halit Çelenk’i tanıyor musunuz?  Halit Çelenk’leri…  'Şeytanın Avukatı' filmini izlediniz mi?  Dreyfus’den haberdar mısınız, Dreyfus?  Hukuk adamısınız ama, hukuk adına ne yaparsınız? 61 Anayasası'na hiç göz attınız mı?  Örneğin “hakkı aradığınız” oldu mu hiç?  Eski Yunan’ı ve Roma’yı bilir misiniz?  Hiç Sokrates’i duydunuz mu?  Calas’ı? Sacco-Vanzetti’yi, Rosenbergleri?  141-142’nin kaldırılması için ne diyetler ödendi bu topraklarda hatırlar mısınız?  Hukuk nedir eyy hukukçular, hukuk nedir? Yürürlükteki yasalar toplamı mıdır hukuk? Algılarımız bu denli sığ olabilir mi gerçekten?  O halde İran da bir hukuk devletidir, öyle mi?  Ya da Suudi Arabistan?  Hitler Almanya’sı, Pinochet Ş...

bırakın depremi  yağmurda toplanabileceğimiz alanlar bile yok

ALTIN ÇIKARTIYORLAR  CANLILARI GÖMEREK

Kesilen ağaçların yerine fidan dikeceksiniz öyle mi? Peki yitirilen canların yerine ne dikeceksiniz?  Altın anıtlarınızı mı?

ah bir bilseniz içimi  bir girseniz  kimleri bulacaksınız orada  kimleri  kalbimin bir köşesinde yatan  'kaya diplerinde açmış çiçekleri'  onlar ki Şefik öğretmenimin yadigârlarıdır  o öldü  bana bıraktı hepsini

BEYNİM KALBİMLE BİRLİKTE ÇALIŞIYOR SON GÜNLERDE  Bİ KAVGA Bİ KAVGA

Bir mezar kazsak   Bir mezar ki uçurumlar gibi dipsiz olsun Karaçalılarla donatsak dört bir yanını   Sulasak kanıyla insanlarımın   İbret olsun diye çocuklarıma   Görkemli bir anıt yanıbaşına   Bir anıt ki yüzyıllarca yıkılamasın  Ve üzerine   Kazısak tırnaklarımızla  'Bir zamanlar kol gezerdi'   'Ayrımcılık'   Şimdiyse herkese eşit bir dünyanın   Umut dolu insanlarıyız   Mutlu çocukları   Var mısın eyy insanoğlu

söylenilemeyecek ne varsa söylemişim  güllerle sarıp göndermişim  sözcüklerim can çekişiyor  kulakların arkasında

MAZLUMUN YANINDA OLMAK,  ONUNLA AYNI OLMAK DEĞİLDİR. FARKLILIĞIN FARKINDA OLARAK  DESTEK OLABİLMEKTİR.

TIPKI DÜŞÜNECEKSEN  AYNI KİŞİSİN  FARKLI DÜŞÜNÜYORSAN  AYRI BİREYSİN

AKADEMİK KARİYERİME YILLAR VAR DAHA HENÜZ HAYATIN ÖĞRENCİSİYİM

ahh ne güzel şeydir  gözlerinle göremediğini  kalbinle görebilmek

Tahrikçi kimdir dostlarım?  Binbir emekle ve halkın teveccühüyle kazanımları gaspedilenler mi,  bu kazanımları cüretkârane gaspedenler mi?

KOPYA DÜŞÜNCELERİNİZLE  SADECE BİR FOTOKOPİSİNİZ

Allah belâsını versin  hayvanları cayır cayır yakan zihniyetin

Gülüyor adam  Zevkle geriniyor ağzı  Rantçı denilen bir alçak

siz  biz  ve çocuklar  avuç avuç tohumuz bu toprakta  yeniden filiz verir  yeniden yeşeririz  haayda bre puştun sultası  güç mü yete heyy  güç mü yete kurutmaya

özgürlüğü aradım  yaşamın her soluğunda  gündüzler ürettim gecelerden  köprüler çattım karanlıktan aydınlığa  nice bilmeceler çözdü kalemim  nice acıları paylaştım  nice kavgalara karıştım  acılardan öfkeyi  öfkelerden bilinç süzgeçledim  bilimle harmanladım  bütün duyarlılığımı  kazıdım benliğime  özgürlük sevdasını  ve öğrendim ki  özgürlüğün ağır bir bedeli vardı  bu bedel ödenmeden  kazanılamazdı

ahh şu medya yok mu şu medya  bilgi yarışmasında cehalet yarıştırıyorlar  ve kaba anti-demokrasizmi  has demokrasi gibi sunuyorlar

kalbiniz titremiyorsa  acılı bir hayvan gördüğünüzde,  kalbiniz varmış neye yarar

İNSAN BEYİNSİZ İŞ GÖREBİLİYORSA  YANGIN UÇAKLARI MOTURSUZSUZMUŞ ÇOK MU

yazı gibi bir silahım var elimde  14'lükten etkili  ihanetleri, yalanları,  iftiraları, çirkeflikleri,  çirkinlikleri, soysuzlukları  hülâsa bütün saldırılarını insanoğlunun savuşturabilmeme yarıyor   sizde bir silah edinin  ruhsatı kalbiniz veriyor

aşk kör eder insanı  sağır eder  dilsiz eder  köreltir bütün organlarını  bi kalbini köreltmez  önce gözaltına alır  tutuklar  hakkında dava açar  yargılar gıyabında  aman dikkat her  ne olursan ol  sakın mahkumu olma 

acılarımın mahsülüsün  sevinçlersiz  girdabımsın  bilinçlersiz  karanlıklarımın çamurdan merdivenimsin  bulutumdan mezarıma  tanrılarımın kızı  halâ onsekiz yaşında  kaçak düşlerimsin  geçitlersiz  koridorlarda  sahnemdeki baş aktristim  ışıltım senaristsiz  oyunumun başlayamayanısın   acılarımın Meryem’i  üç çocuklu bakirem  beynimi çaldın beynimden  saçmalıklarımsın

Ahh şair  bazen ne musibetsin  ne utanmaz şeysin bazen  şiirin şiir değil  nesrin nesir değil  elin gözün oynaştadır  kalbindedir penisin  hitabın hitap değil  sözün söz bile değil  kardeşim  sevdalar umrun değil  dinlerken ben utanmışım seni  yüceltirsin sadece pornografiyi  aman uzak dur n'olur  kim isterse şairdir  ama ben değil

KALBİMDE YARADIR  BİLCÜMLE HATIRAT  YARAMDA TUZ

adamı izliyorum  ofis penceresinin ardından  hallice olduğu belli  anlaşılıyor arabanın markasından  kıvırmış kollarını paçalarını  koca bir köpüklü leğen önünde  yıkıyor siliyor parlatıyor arabasını evinin hanımı değil ama  belli ki arabanın hanımı  sorsan ne yemek bilir  ne bulaşık  ne çamaşır yıkamıştır  ne çocuk bakmıştır  ne yerleri paspaslamıştır  su bile içecekse getirilmelidir önüne  öyle beydir  öyle efendidir  öyle kocadır  o halde neden bey amca  ayaklarını bile yıkatırsın da karına  ellerini sürdürmezsin arabana  yoksa sokakta mıdır diye araban  karın temizlerse eğer  yaparlar diye mi korkarsın  mahallenin yakışıklı delikanlıları  gozleriyle temaşa  hele bir de karın bakarsa göz ucuyla  gidiverir namusun  kalakalırsın o cânım arabanla başbaşa

bazen çok sancılıdır üretmek  arabayla giderken dolduruverir kalbini a rabayı çekersin  hüngür hüngür ağlarsın   ve sonra yazarsın

KORKUYORUM SENSİZLİKTEN  GİTME  HATIRALARIMI TERKETME

konuşmalarımdır yazmalarım  sizinle  yoksanız kendimle  hesaplaşmalarımdır  deşmemdir yaralarımı  hatalarımı onarmamdır  sevinçlerimdir  acılarımdır  gülmelerimdir  kahkahalarımdır  ağlamalarımdır  sevdalarımdır çoğunlukla  öfkelerimdir sabun köpüğü  lânet okumalarımdır  bazen soyuna sopuna  hayata dair yazdıklarım  konuşmalarımdır  dillendirişimdir kalbimi  ve dekatlon beynimin kıvrımlarındaki   çok konuşmam ben  dilim kalemdir  gözlerimdir  kulaklarımdır  dokunuşlarımdır  gönlümün solgun çiçekleridir  sözcükler kağıtlarda yeşerirler  yazarken kullanmam beynimi  kalbim ne diyecek dinlemem  bazen tam tersi olur  beynim dinlemez kalbimi   anlıkdır yazdıklarım  düşüncelerim anlıktır  duygularım anlıktır  stratejisi yoktur onların  taktiksel bil...

KADIN BİR TOPARLANIRSA BİR GÜN  AH BİR ÖRGÜTLENİRSE  SEYREYLEYİN OLACAKLARI O ZAMAN  BRE PUŞTUN SULTASI

TARİH BOYUNCA  BÜTÜN 'GÜNAHLARIN' TEK MÜSEBBİBİ  ERKEK MENTALİTESİ  K A H R O L S U N

mor lila bir kapı göreceksin  açılacak  karanlık dolacak içeri  güneş o tarafta kalacak  ay o tarafta kalacak  yıldızlar o tarafta kalacak  renkler kaybolacak  çirkini de görmeyeceksin

SARILMALIYIM  SARILMALI  SARMALAMALIYIZ  ÇARESİ YOK BU KARANLIĞI DEFETMENİN

USANDIM YAZMALARDAN  BİR KLAVYATÖR OLMAYACAĞIM GLADYATÖRDÜ BENİM ATALARIM

Evlenmek için acele etmeyin kızlar.  Bu ülkede her kadının önünde paspas olabilecek, binlerce (gerçi çoğu mal) adam var.  Sonra yirmi yaşınızda, çocuklu dul, pişman bir kız olarak kalıverirsiniz şu hayatta.  Demedi demeyin.  Üç kızı olan ve bütün kızları evlenmek konusunda hiç de aceleci olmamış-olmayan şanslı bir babayım ben.  Benden söylemesi.

Emine'yim ben  Kadın gibiyim  Organsız değilim aslında  Fiziğim narin değil  Çirkindir hatlarım  Yuvarlak değil  Yüzümü kaplamıştır sakallarım  Bıyıklarım ilkel ve simgesel  Çoktan kelleşmiş başım  Çocuk doğurmuşluğum da yok yazık ki  Anne sütü emzirmişliğim  Anne diye haykıramayacak ardımdan Çocuklarım  Ölme anne ölme  Erkeğim ben en lânetlik  Utancım  Şiddetim  Fitneyim  İktidarım  Emine'yim  Kalbimde Kadın gibiyim

HADİ KADINLAR HADİ BULUN BİR YOLUNU ÖRGÜTLENİN ERKEK ŞİDDETİNE KARŞI HADİ

SİZ..  SİZ KADINLAR... SİZİ AŞAĞILASIN, SİZİ KISITLASIN, SİZİ DÖVSÜN, SİZİ ÖLDÜRSÜN DİYE DOĞURMADINIZ BU ADAMLARI.

MAHALLE MAHALLE SOKAK SOKAK EV EV İRTİBATLI OLACAKSIN BİR KADIN ÇIĞLIĞI YÜKSELDİ Mİ BİR YERDEN YA DA BİR ÇOCUK ÇIĞLIĞI ANINDA ORADA OLACAKSIN SAHİP ÇIKACAKSIN KADINLIĞINA DOĞURGANLIĞINA DOĞURDUĞUNA  MAZLUMUNA

SEN KADINSIN EN DEĞERLİ VARLIĞISIN EVRENİN N'OLUR DEĞERİNİ UNUTMA

çocukları çok severim ağlamalarına dayanamam içimi titretir gözyaşları kızdı erkekti ayırmam sevmek için gerekçem yoktur onları severim çocukluklarını  Ama Allah biliyor ya hiç istemedim büyüsün erkek çocukları çocuk kalmıyorlar zinhar büyüyor adamlaşıyorlar çokça bir kadının belâlısı sapkın sevdalısı sahibi oluyorlar  hiç istemedim erkek çocuk

doğurmasaydın olmayacaktı  emzirmeseydin aç kalacaktı  sallamasaydın uyumayacaktı  doyurmasaydın hasta olacaktı  korumasaydın yenilecekti  sevmeseydin insan olmayacaktı  büyütmeseydin adam olmayacaktı adam   ahh eğitmeseydin keşke  kadına saldırmayacaktı

lâkin insan olarak gelmişiz dünyaya  istesek de istemesek de  ağlayacağız Emine'nin katline  öyle mi acaba

ERKEKLİĞİMİ İĞDİŞ ETTİM KADINA ŞİDDET KONUŞULURKEN

EYY KADIN  İPİNCE BİR ÇİZGİNİN CAMBAZISIN ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA

kimin kalbine yerleşebiliyorsan  orada kalabildiğin sürece  onun için iyi bir insansın

Dönelim 12 Eylül'ün sorgu mahzenlerine.  Hayatlar biter, hayatlar tükenir gider, sorgular bitmez bu cânım topraklarda.   SORGU  Bir zindan karası gecede yitirdim gözlerini.  Gözlerin... Işık topuydu gözlerin.  Kızıla belenmiş bir güneş parçasıydı düşen; meyveye durmuş bir umuttu.  Ağaçların devrilişinde, kırılışında dalların hep gözlerin vardı.  Ve çoban yıldızı değildi gördüğün.  Kılıçların şavkıydı; saçılmış kayısılarda bilenen.  Yıldızlar desen, korkak ateş böcekleriydi gecede.  Ay desen, batık bir gemiydi...  Seninse kavramaya bakardı gözlerin.  Gözlerin...  Sevgilim!  Canacan bir kavgada sevdadır bu!  Ölme!  Unutamam!  Ölümü bekliyorum. Onu ben davet etmedim buraya.  Ama bir kanserli gibi, yanımda-yöremde dolandığını hissedebiliyorum.  Gerçi buradan sağ kurtulanların sayısı az değil.  Ölüm, onu bizim için davet edenleri de korkutuyor çün...