Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÜÇ HARFLİLER DEĞİL BEŞ HARFLİLER - YAZI

Resim
Görmediğimiz, duymadığımız (zaten ne gören vardır, ne duyan) ne çok anlamsızlık var hayatımızda? Dirilen ölüler, ruhlar, şeytan ve azrail başta olmak üzere melekler, periler, inler-cinler... Bu kavramlar öylesine korkutur ki pek çoğumuzu, örneğin cin kelimesini ağzımıza bile almayız, 'kendilerine davet çıkartmayalım' diye. Yerine 'üç harfliler' deriz ki, kendilerini kasdettiğimizi anlamasınlar. Hani kerizdir ya onlar. Oysa insan denen adam yanımızda yöremizde dehşet saçıyor. Boğazlarken direnmesin diye, önce dört ayağını kesiyor kurbanın, Öteki insanı yakıyor, kendisinden değil diye. İyi de sayılamayacak kadar çok ve çeşitli insan vahşetinin yanında, tek bir cinin böylesi vahşetine tanıklık eden birisi var mı aranızda? Onlar daha çok tacizci, tecavüzcü. Zaten bazı cinci hocalar da,  tıpkısı cinlerin yöntemleriyle çıkartıveriyorlar bedeninizden o pis tecavüzcüleri. Peki ya insanın vahşeti, zulmü? İnsanın vahşetine tanıklık etmeyen var mı aranızda? O halde esas korkmamız ...

KADINSI REFLEKS - YAZI

Haberleri izliyorum. Aniden ekrana gelen bir görüntüyle refleks olarak gözlerimi kapatıyorum ve görüntü geçene kadar açamıyorum. Evet, kadınsı bir refleks bu. Hiç kurban doğrayan bir kadın gördünüz mü? Erkeklerin refleksi ise umursamazlıktır genelde. Böylesi konularda refleksi yoktur pek erkeklerin.. Görüntünün gördüğüm kısmı şöyle: Bir iş makinasının vincine tek ayağından bağlanmak suretiyle ters olarak asılmış, debelenip duran, debelendikçe dönen ve ayağında patlayacakmış gibi bir basınç oluşmuş, 1 tonluk ya da daha ağır, acı içinde kıvranan bir kurbanlık büyükbaş. Vicdanım kanıyor, acı çekiyorum. Yapabilecek bir şey olmayınca da gözlerimi kapayıp, kendimi görüntüden koparıyorum. İş makinası yolda ilerlerken, şöförün ve yoldakilerin umrunda bile değil. Hayvanın böğürtülerini duyan bile yok. Çünkü görüntüde kadın da yok. Kadınların duyarsız kalabileceğini düşünemiyorum. En azından kulaklarını kapayıp, gözlerini kapayacaklardır bu işkence karşısında. Hayvanlara işkence yapmayı babaları...

> AYTEN'İME ZİMMETLİYİM - YAZI

Resim
akanlar Kurulu'na açtığım davayı kazandım. Ayten'im öldükten sonra onun üstüne olan zimmetim de kalktı. Ben bir materyalistim. Ölümden sonraki yaşama inanmam. Ölum yok oluştur ebediyen. Dolayısıyla ölen birilerinin ya da ruhlarının göğün 7 kat yukarısından bizi izlediğini de düşünmem. Yeni, başka hayatlara can suyu olmaktır ölüm. İçimizde yaşattığımız ise hatıralardır yalnızca. Alyansın bize hatırlattıkları da öyle. Yaşadıklarımıza, gidene olan saygıdır sadece. Acı mı? Elbet ama, zaman onun da panzehiri değil mi? Gun gelir acılar da, gülümseten hatıralara dönüşürler. O nedenle ölümün ve ölenin ardından sürgit ağıtlar yakmak, matem tutmak normal bir durum değildir. Hatta bu durumun patolojik bir olay olduğu bile söylenebilir. Çünkü bizi gidene bağlayan, sadece yaşanmış güzelliklerdir artık. Öyle olmasaydı hayat devam edemezdi. Oysa hayat devam ediyor. Bütün güzellikleriyle, bütün çirkinlikleriyle... AYTEN'İME ZİMMETLİYİM Bu yazdıklarım 'özel hayat' değildir. Ö...

VE HAYAT - KISA SÖZ

Ve hayat... Duygu ve düşüncelerimizi sarmalayamayacak kadar küçüktür belki.

EZİYETİN BAYRAMI OLMAZ - KISA SÖZ

Hayvanlara eziyet etmeyin beyler. Hadi bıraktım kan akıtma kutsalınızı, ancak bilin ki eziyetin bayramı olmaz.

> İYİ Kİ - KISA SÖZ

Tam 26 yıl oldu. İyi ki beni seçmişsin Ayten.

> HANGİSİ GERÇEKLİĞİMSİN -ŞİİR

bir gece tenimdesin bir gece kalbimde bir gündüz duvardasın bir gündüz yoksun hangisi gerçekliğimsin

SIĞ BİR DÜNTADA YAŞIYORUZ - KISA SÖZ

Sığ bir dünyada yaşıyoruz. Belki yüzme öğrenmememiz bundan.